Gündem

12 Eylül Cuma Hutbesi’nde Şok Gönderme! Diyanet Manifest’i Hedef Aldı!

Diyanet, 12 Eylül Cuma Hutbesi’nde isim vermeden Manifest grubunu hedef aldı. Bu Cuma Hutbesi'nde de yine kadın bedeni konuşuldu.

Diyanet İşleri Başkanlığı, 12 Eylül tarihli Cuma Hutbesi’nde son günlerde gündemde olan ve ‘Hayasızca hareketler’ ile ‘teşhircilik’ iddialarıyla soruşturma geçiren müzik grubu Manifest’e göndermede bulundu.

Hutbede, “Çıplaklık ve teşhircilik, normal bir yaşam biçimiymiş gibi sunulmamalıdır” denilirken, Diyanet ayrıca “İffeti ve hayâyı yok eden, toplumu ve nesilleri bozan davranışlara giden yollar meşrulaştırılmamalıdır” uyarısında bulundu.

Manifest Grubu Hakkında Soruşturma

İstanbul’daki konserlerindeki dans gösterileri sonrası haklarında soruşturma başlatılan grup üyeleri, ‘hayasızca hareketler’ ve ‘teşhircilik’ suçlamalarıyla ifadeye çağrılmış, adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı uygulanmıştı.

Grup, yaptığı açıklamada “Sahnemizde yaptığımız şovun sorumluluğunu üstleniyoruz. Amacımız kimseyi rahatsız etmek veya hassasiyetleri görmezden gelmek değildir” ifadelerini kullanmıştı.

Diyanet’in 12 Eylül Cuma Hutbesi’nde Manifest grubunu doğrudan isim vermeden eleştirdiği dikkat çekti. Hutbede “İffet ve hayâyı yok eden, toplumu ve nesilleri bozan davranışların meşrulaştırılmasına izin verilmemelidir” ve “Çıplaklık ile teşhircilik, hayatın doğal bir parçasıymış gibi gösterilmemelidir” vurgusu yer aldı.

12 Eylül 2025 Cuma Hutbesi

Muhterem Müslümanlar!

Huzurlu bir toplumun teminatı sağlam ve güçlü bir ailedir. Aile, dinen evlenmelerine engel bulunmayan bir erkek ve bir kadının meşru nikâhla kurdukları mutluluk ve muhabbet yuvasıdır. Aile, insanlık tarihinin en kadim ve en sağlam kurumudur. İnancın, kimliğin ve kişiliğin şekillendiği, millî ve manevi değerlerin gelecek nesillere aktarıldığı eşsiz bir mekteptir. Hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimizin, “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet var etmesi O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” buyruğu üzere aile; sevgi ve saygı, şefkat ve merhamet ocağıdır.

Aziz Müminler!

Bizler, aile ahlakına yönelik tüm güzellikleri ve incelikleri Peygamber Efendimiz (s.a.s)’den öğrendik. Allah Resûlü (s.a.s), ailesine karşı son derece zarif ve nazikti. Onun bütün konuşmalarında ve tavırlarında nezaket vardı. O, ailesinin hiçbir ferdinin gönlünü incitmemiş, kalbini kırmamış, onlara kötü söz söylememiştir. Resûl-i Ekrem (s.a.s), “Ben onun sevgisi ile rızıklandırıldım.” buyurarak eşi Hz. Hatice’ye olan sevgisini daima dile getirmiştir. “Allah rızasını umarak ailene yaptığın her harcamadan muhakkak sevap alırsın.”[ii] hadisiyle aile için yapılan her fedakârlığı, Allah’ın rızasını kazandıran bir iyilik olarak değerlendirmiştir.

Kıymetli Müslümanlar!

Kur’an’ın ve sünnetin ortaya koyduğu ahlaki değerlerden uzaklaşıldığında aileler, huzur ve mutluluğa hasret kalır. Maalesef, günümüzde, aileyi hedef alan bazı mihraklar tarafından; kadınlar annelik, erkekler babalık gibi kutsal bir değerden uzaklaştırılmak, kadın ve erkeğin aile içindeki rolleri zayıflatılmak istenmektedir. İslam’ın haram kıldığı, fıtrata aykırı sapkınlıklar medeni birliktelik adıyla masum; nikâhsız beraberlikler normal; evlilik ise bir yük ve külfet olarak sunulmaktadır. Oysaki evlenmek ve aile olmak; Allah’ın emri, Peygamberimizin sünneti, fıtratın gereğidir. Neslin ve milletin devamı için zaruridir. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde evliliğe şöyle teşvik etmektedir: “Evlenmek, gözü haramdan çevirmek ve iffeti korumak için en iyi yoldur.”

Değerli Müminler!

İffet ve hayâyı ortadan kaldıran, nesilleri ve toplumu ifsat eden zinaya giden yollar meşrulaştırılmaya çalışılmamalı; çıplaklık ve teşhircilik, hayatın bir parçasıymış gibi lanse edilmemelidir. Alkol, kumar ve madde bağımlılığı normal; çarpık ilişkiler ve boşanmalar sıradan, öfke ve şiddet olağanmış gibi gösterilmemelidir. Şu husus unutulmamalıdır ki, zina, alkol ve kumar, dinimizin haram kıldığı büyük günahlardandır. Yüce Rabbimizin bu hususlarla ilgili uyarıları gayet açıktır: “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.”

Aziz Müslümanlar!

Bugün, aile yapısı, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar küresel lobiler, çıkar çevreleri ve emperyalist güçlerin kuşatması altındadır. Bu şer odakları; aile bağlarını zayıflatmayı, nesilleri şahsiyetsiz ve kimliksiz bırakmayı, öz değerlerinden ayırmayı bir hedef haline getirmiştir. Hal böyleyken, aile kurmak, aileyi korumak ve güçlendirmek yalnızca bireysel bir sorumluluk değil, iman, vicdan ve izan sahibi her insanın; dini, ahlaki ve insani sorumluluğudur. Nitekim hutbemin başında okuduğum hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Ailesine karşı sorumluklarını ihmal etmesi, kişiye günah olarak yeter.” buyurmaktadır.

Kıymetli Müminler!

Aile değerlerinin örselenmeye çalışıldığı bu zamanda bize düşen; dünyadaki cennetimiz, muhkem kalemiz, son sığınağımız olan ailemizin kıymetini bilmektir. Aile hayatında, Allah’ın koyduğu helal-haram sınırlarını gözetmek, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in güzel ahlakını esas almaktır. Yüce Rabbimizin, “Ailene namazı emret, kendin de ona sabırla devam et.” emrine uyarak ailemize ibadet bilinci kazandırmaya gayret göstermektir. Ailenin temeli olan evlilikleri kolaylaştırmak, gençlerimizi evliliğe teşvik etmektir. Ailemizle geçirmemiz gereken nitelikli zamanı televizyon ve telefon başında heba etmemektir. Aile içi iletişimi canlı tutmaktır. Aile fertlerinin duygusal ihtiyaçlarını önemsemektir. Çocuklarımızı, ailenin sıcaklığından, sevgi ve alakasından mahrum bırakmamaktır.