Magazin

Başarı ve trajedinin gölgesinde bir yaşam: Bergen

"Acıların Kadını" olarak tanınan Bergen’in, konservatuvar sıralarından başlayıp sahnelerin zirvesine uzanan ve şiddetin gölgesinde son bulan hayat yolculuğunu tüm gerçekliğiyle mercek altına alıyoruz.

15 Temmuz 1959'da Mersin'de yedi çocuklu bir ailenin son ferdi olarak dünyaya gelen Belgin Sarılmışer, müzik dünyasına Bergen adıyla damga vurdu. Henüz küçük bir çocukken anne ve babasının boşanması üzerine Ankara’ya taşınan sanatçı, müzikal yeteneğini Ankara Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü'ne birincilikle girerek kanıtladı. Ancak maddi imkansızlıklar nedeniyle eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan Belgin, yaşını büyüterek PTT'de memur olarak çalışmaya başladı. Sanatçının hayatı, 1977 yılında eğlenmek için gittiği bir mekanda sahneye çıkmasıyla tamamen değişti.

Ankara'dan sahnelerin zirvesine uzanan yol

Sahne hayatına Ankara'daki Feyman Gece Kulübü'nde başlayan sanatçı, bu dönemde Norveç'in "Bergen" şehrinden esinlenerek seçtiği sahne adını kullanmaya başladı. Kısa sürede güçlü sesiyle dikkat çeken Bergen, Ankara'nın ardından Adana'ya giderek burada çalışmaya başladı. Bu şehir, onun hem kariyerinin dönüm noktası hem de hayatının en karanlık döneminin başlangıcı oldu. 1981 yılında Halis Serbest ile tanışan sanatçı, bu fırtınalı ilişki içerisinde müzikal kariyerine de devam etti. 1982'de "Şikayetim Var" albümüyle geniş kitlelere ulaştı.

Kezzap saldırısı ve değişen bir hayat

Bergen’in yaşamındaki en trajik dönüm noktası, 31 Ekim 1982 tarihinde gerçekleşti. İzmir’de çalıştığı sırada, ayrılmak istediği eşi tarafından azmettirilen bir saldırganın attığı iki kova kezzapla iki gözünü ve vücudunun büyük bir kısmını kaybetti. Uzun süren tedavi süreci sonunda sağ gözü görme yetisini tamamen yitirdi, sol gözü ise yapılan ameliyatlarla kısmen kurtarıldı. Bu olaydan sonra saçlarını sağ gözünün üzerine dökerek kendine has bir imaj yaratan sanatçı, yaşadığı tüm acılara rağmen sahnelere dönerek "Acıların Kadını" albümüyle satış rekorları kırdı.

Pozantı'da sessizliğe bürünen bir ses

Kariyerinin en parlak döneminde dahi şiddet sarmalından kurtulamayan Bergen, 14 Ağustos 1989 tarihinde annesiyle birlikte gittiği Adana Pozantı'da, eski eşi Halis Serbest tarafından silahlı saldırıya uğradı. Henüz 30 yaşındayken altı kurşunla hayatını kaybeden sanatçının naaşı, memleketi Mersin'de toprağa verildi. Mezarı, saldırganın tehditleri ve zarar verme ihtimaline karşı bugün hala demir bir kafes içerisinde korunmaktadır. Bergen, sadece şarkılarıyla değil, kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin de simge isimlerinden biri haline geldi.