Diyanet İşleri Başkanlığı, 2025 senesinin son cuma namazında Türkiye genelindeki camilerde irat edilecek olan hutbeyi resmi internet sitesi üzerinden kamuoyuyla paylaştı. "Kimliğimiz Geleceğimizdir" başlığını taşıyan metinde, yaklaşan yeni yıl münasebetiyle gerçekleştirilen kutlamalar ve bu süreçteki alışkanlıklar ele alındı. Hutbede, yılbaşı vesilesiyle yapılan etkinliklerin inanç ve kültür dünyasındaki yerine dair değerlendirmelere yer verilirken, toplumun öz değerlerini muhafaza etmesi gerektiği ifade edildi.
Yeni yıl kutlamaları ve toplumsal değerler
Hutbe metninde, miladi takvime göre yeni bir yıla girerken zamanın nasıl değerlendirilmesi gerektiği üzerinde duruldu. Yılbaşı etkinliklerinin milli ve manevi kimlikle uyuşmadığı belirtilen hutbede şu uyarılara yer verildi:
"Önümüzdeki hafta yeni bir miladi yıla girecek, ömür sayfamızdan bir yılı daha geride bırakmış olacağız. Bu günler; değerlerimiz ve kimliğimizle bağdaşmayan eğlencelerle hayatımızı zayi ettiğimiz günler olmamalıdır. Bu günler; inancımızda ve kültürümüzde yeri olmayan sembollerle evlerin, işyerlerinin ve sokakların donatıldığı bir ortama çevrilmemelidir. Bu günler; bedenimize ve ruhumuza zarar veren alkolün tüketildiği bir zaman dilimi haline getirilmemelidir. Bu günler; içinde alın teri olmayan, kendisiyle hayır yapılamayan, adı ne olursa olsun kumar, piyango ve şans oyunlarının oynandığı bir hale dönüştürülmemelidir."
Küresel ölçekte ahlaki bozulma uyarısı
Diyanet, hutbenin devamında günümüz dünyasında yaşanan değişimlerin insan fıtratı ve nesiller üzerindeki etkilerini "ahlaki yozlaşma" kavramıyla ele aldı. İnsanlığın karşı karşıya olduğu risklerin vurgulandığı bölümde şu ifadeler kullanıldı:
"Bugün, insanlık, ahlaki bir yozlaşma ile karşı karşıyadır. Sınır tanımayan bir tarzda gerçekleştirilen eğlencelerle tertemiz yaratılan fıtrat bozulmak istenmektedir. İnsanın; zamanını ve imkânlarını harcadığı ölçüde mutlu olabileceği algısı üretilmektedir. Özüne ve kültürüne yabancı, kimliksiz nesiller oluşturulmaya çalışılmaktadır."
Metinde ayrıca, tüketim odaklı mutluluk anlayışının ve kültürel yabancılaşmanın bireyler üzerindeki olumsuz yansımalarına dikkat çekildi.