YAZA YOLCULUK – TOMRİS UYAR
Tomris Uyar’ın 1987’de Sait Faik Hikâye Armağanı’na layık görülen bu öykü kitabı, 15 öyküyle yaz mevsimini bir içsel aydınlanma ve yüzleşme alanı olarak kurguluyor. Şehirdeki karakterlerin duygusal geçişleriyle mevsimsel değişimler paralel ilerlerken, yazın bunaltıcı sıcağı ya da tatil beldelerinin geçici serinliği, bastırılmış arzuları, anıları ve sorgulamaları gün yüzüne çıkarıyor. Uyar’ın kalemi, yazın ruhunu hem bir zaman dilimi hem de bir duygusal durum olarak ustalıkla işliyor.

SESSİZ EV – ORHAN PAMUK
Usta yazar Orhan Pamuk’un ilk romanlarından ‘’Sessiz Ev’’, 1980 darbesinin öncesindeki Türkiye’de yaşanan toplumsal ve siyasi çalkantıların, İstanbul’un yakınlarında bulunan Cennethisar’a 1 haftalık bir yaz tatili için gelen büyükanneleri Fatma ve torunlarının gözünden anlatıyor. Tarihçi Faruk’un geçmişin ağırlığı altında hayatına devam etmesi, devrimci Nilgün’ün değişimi simgelemesi ve Hasan’ın sosyal adaletsizliklere olan baş kaldırışı, romanın üç kuşak arasındaki ideolojik çatışmasının merkezinde yer alıyor. Eser, Le Monde’un ‘’Hem klasik hem modern, Çehov’un Vişne Bahçesi’ni anımsatıyor’’ diyerek övdüğü bu eser, yaz tatilinde sizi ruhunuzla yüzleştirmeye davet ediyor.

KUMSAL – CESARE PAVESE
İtalya’nın sayfiyesine davet eden “Kumsal”, Cesare Pavese’nin evli bir çift, onların yakın dostu ve arkadaşları ekseninde öykülediği kısa bir roman. Anlatıcı, bu küçük topluluğun ilişki dinamiklerini ve giderek açığa çıkan içsel boşluklarını aktarırken, bolca deniz, kum ve yürüyüşle huzurlu yazları hatırlatıyor. Tezer Özlü’nün de ilham kaynağı olarak andığı Pavese, yazın serinletici atmosferini bir varoluş sancısıyla buluşturuyor.

YAZ ÇILGINLIĞI – TRUMAN CAPOTE
Truman Capote’un ilk romanı olmasına rağmen ölümünden 20 yıl sonra yani 2004 yılında yayınlanan ‘’Yaz Çılgınlığı’’, tutkulu bir yaz aşkını konu ediniyor. Yaz için Avrupa’ya giden ailesi sebebiyle yalnız kalan Grady, Brooklyn’li Yahudi bir gençle yaşadığı ilişkisi sebebiyle burjuva dünyasından kopmaya başlıyor. Fakat aşkın gözü kör etmesi, Grady’e heyecanla beraber derin bir keder ve varoluşsal bir çatışma da getiriyor.

KARAHİNDİBA ŞARABI – RAY BRADBURY
Ray Bradbury’nin 1928 yazında, küçük bir Amerikan kasabasında geçen “Karahindiba Şarabı”, büyüme ve keşif hikâyesini sunuyor. Başkahraman Douglas’ın yaz boyunca yaşadığı sıradan ama büyülü olaylar, yaza ve çocukluğun son anlarına duyduğu coşku ve hüzünle dolu bakışını yansıtıyor. Bradbury, güneşin ve doğanın büyüsüyle iç içe geçen anıları, yazın ruhunu yakalayan bir üslupla anlatıyor.