19. yüzyıl İngiltere’sinde güzellik, sağlığın tam zıttı bir kavramdı. Kraliçe Victoria döneminde kadınlar, "asil ve narin" görünmek adına kendilerini yavaş yavaş zehirliyorlardı. Dönemin estetik anlayışı olan "hastalıklı solgunluk", aslında gerçek hastalıkların bir ürünüydü. Saray hanımlarının güzellik uğruna katlandığı bu yöntemler, bugün sadece birer "iğrençlik" değil, tıp tarihinin en büyük skandalları olarak kabul ediliyor.
Bembeyaz bir ten için kurşun ve arsenik banyosu
Dönemin en büyük güzellik kuralı, güneş görmemiş gibi bembeyaz bir tene sahip olmaktı. Bu "ölümsüz" beyazlığa ulaşmak için kadınlar, yüzlerine kalın tabakalar halinde kurşun içeren pudralar sürüyorlardı.
Kurşun deriyi zamanla çürütüp yaralar açtıkça, bu yaraları gizlemek için daha fazla pudra sürülüyor, bu da organ yetmezliğine ve diş dökülmelerine yol açıyordu. Daha da kötüsü, teni içeriden "beyazlatmak" için küçük dozlarda arsenik içeren haplar yutuluyordu; bu da kan hücrelerini öldürerek o meşhur "hayalet" görünümünü sağlıyordu.
Bakışları parlatmak için gözlerine zehir damlatıyorlardı
Viktorya dönemi kadınları, genişlemiş göz bebeklerinin kadına "hayalperest ve masum" bir bakış kattığına inanıyordu. Bu etkiyi yaratmak için "Güzelavrat Otu" (Belladonna) bitkisinden elde edilen zehirli bir özütü gözlerine damlatıyorlardı.
Bu madde göz bebeklerini devasa boyuta getirirken, aynı zamanda bulanık görmeye, halüsinasyonlara ve uzun süreli kullanımda tam körlüğe neden oluyordu. Yani o parıltılı bakışların bedeli, dünyayı bir daha görememekti.
Zayıflamak için Tenya yumurtası yutmak
O dönemde "kum saati" vücut hatlarına sahip olmak bir zorunluluktu. Korselerin yetmediği noktada, kadınlar daha kolay zayıflamak için dehşet verici bir yönteme başvuruyordu: Tenya (şerit solucan) yumurtası içeren kapsüller yutmak.
Bağırsaklarda büyüyen bu parazitler, kişinin yediği her şeye ortak oluyor ve kadının hızla kilo kaybetmesini sağlıyordu. İstenilen kiloya ulaşıldığında ise bu devasa solucanları vücuttan atmak için kullanılan kimyasallar genellikle kişinin kendi ölümüne davetiye çıkarıyordu.
Saç parlatmak için kullanılan hayvansal yağlar ve bitler
Saçların yıkanmasının nadir olduğu bu dönemde, saçın parlak ve şekilli durması için domuz yağı ve ayı yağı gibi hayvansal yağlar saçlara boca ediliyordu. Günlerce yıkanmayan bu yağlı saçlar, bitlerin ve diğer parazitlerin yaşam alanı haline geliyordu. Sarayda şık bir topuzun içinde aslında koca bir parazit ordusu yaşıyor olabilirdi.