Gündem

Kızılay’da Yeni Skandal: Muğla İl Başkanı Şadi Pirci'nin Sabıka Kaydı Ortaya Çıktı

Kızılay’da skandallar zinciri büyüyor. Fethiye Şube Başkanı'nın oğullarının insan ve uy*şturucu kaçakçılığından tutuklanmasının ardından, şimdi de Muğla İl Başkanı Şadi Pirci’nin “resmî belgede sahtecilik”ten sabıkalı olduğu ortaya çıktı.

Kızılay’da tartışmalar dinmiyor. Fethiye Şube Başkanı Burhanettin Tuna’nın iki oğlunun insan ve uyuşturucu kaçakçılığından tutuklanmasının yankıları sürerken, bu kez gözler Muğla İl Başkanı Şadi Pirci’ye çevrildi. Pirci’nin, geçmişte "resmî belgede sahtecilik" suçundan kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı aldığı ortaya çıktı.

Tuna Ailesi Skandalı Hâlâ Gündemde

Fethiye Kızılay Şube Başkanı Burhanettin Tuna'nın oğulları Emrullah ve Enes Tuna, geçtiğimiz günlerde art arda tutuklanmıştı. Emrullah Tuna insan kaçakçılığı, Enes Tuna ise uyuşturucu kaçakçılığı suçlamalarıyla cezaevine gönderildi. Bu gelişmeler, kamuoyunda Kızılay’a yönelik eleştirileri artırmıştı.

Resmî Belgede Sahtecilik

HalkTV’den Cengiz Karagöz’ün özel haberine göre; Kızılay Muğla İl Başkanı Şadi Pirci'nin, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından "resmî belgede sahtecilik" suçundan mahkûm edildiği belirlendi. Kararın kesinleştiği, Pirci’nin sabıkalı olduğu ifade ediliyor.

Şadi Pirci, siyaset sahnesine Refah Partisi’nden Beyobası Belediye Başkanı olarak adım attı. Ardından AKP’ye katılarak il başkan yardımcılığına kadar yükseldi. 2015 yılında ise AKP Muğla İl Başkanlığı’na aday olmuştu. Siyasi kariyerinde birçok tartışmalı çıkışıyla bilinen Pirci, şimdi ise Kızılay’daki görevini sürdürüyor.

Atatürk’e Hakaret İçeren Paylaşımı Gündem Olmuştu

Pirci daha önce sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda, Atatürk'ü ve Cumhuriyet değerlerini hedef alarak şu ifadeleri kullanmıştı:

“Yunan’ı denize döktük. Ama giderken alfabelerini, şapkalarını, danslarını, balolarını ve yaşam tarzlarını bizim sahillere düşürmüşler! Ne tesadüf(!) hepsini de aldık!”

Bu paylaşım, kamuoyunda sert tepkilere yol açmıştı.

Arka arkaya ortaya çıkan skandallar, Kızılay gibi köklü bir yardım kuruluşunun itibarını ciddi şekilde sarsmış durumda. İnsan kaçakçılığı, uyuşturucu ve sahtecilik suçlarıyla ilişkilendirilen yöneticilerin hâlâ görevde olması, kuruma yönelik güven krizini derinleştiriyor.