Eskiden aldatma denince akla somut eylemler gelirdi. Ancak 2025 yılının ilişki dinamiklerinde ihanet, çok daha küçük ve neredeyse fark edilmeyen adımlarla başlıyor. Avustralyalı psikolog Melanie Schilling’in literatüre kazandırdığı “micro-cheating” yani mikro aldatma, bir kişinin partneri dışındaki birine karşı fiziksel sınırları aşmadan sergilediği ama duygusal ve cinsel sadakati zedeleyen davranışları ifade ediyor.
Mikro aldatmanın gizli yüzü
Mikro aldatma genellikle “Sadece arkadaşız” ya da “Abartıyorsun” gibi savunmaların arkasına saklanıyor. Ancak temelinde gizlilik yatıyor; partnerden saklanan her etkileşim, ilişkinin şeffaf duvarını çatlatıyor. Sosyal medyada sürekli alev emojisi atmak, eski sevgiliyi takip etmek veya iş yerinde sadece belirli kişilerle paylaşılan iç şakalar geliştirmek, bu davranışların görünür kısmını oluşturuyor.
Partner enerjisi başka yöne kayıyor
Psikologlara göre mikro aldatma, partnerinize duyduğunuz ilgiyi ve enerjiyi bir başkasına sızdırmak anlamına geliyor. Bu durum dijital flörtler, rehbere farklı isimle kaydedilen kişiler veya eski partnerle kurulan duygusal bağlar üzerinden ortaya çıkabiliyor. Hatta partnerle paylaşılmayan başarılar veya üzüntüler, önce o “özel” arkadaşa anlatılarak ilişkiye dair bir mesafe yaratılabiliyor.
Dışarıdan onay alma ihtiyacı
İlişki uzmanları, mikro aldatmanın temelinde “dışarıdan onay alma ihtiyacı” olduğunu vurguluyor. Mevcut ilişkide rutinleşen ilgiden sıkılan birey, sosyal medyanın hızlı ve zahmetsiz flört dünyasında hâlâ çekici olduğunu hissetmek istiyor. Bu davranışlar doğrudan kopuş anlamına gelmese de, zamanla duygusal bir bağa ve sonrasında fiziksel bir ihanete dönüşebilecek bir geçiş kapısı olarak değerlendiriliyor.