Asayiş

Rojin Kabaiş’in Ölümünde DNA Şoku: İki Erkek Tespiti Dosyaya Girdi

Van’da kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümünde kritik gelişme yaşandı. Adli Tıp raporuna göre iki erkek DNA’sı tespit edildi.

Van’da 27 Eylül’de kaybolan ve arama çalışmalarının 18. gününde cansız bedeni bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüne ilişkin kritik bir gelişme yaşandı.

MA’da yer alan habere göre, avukatlar soruşturma dosyasına dair Diyarbakır Barosu’nda açıklama yaptı.

Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) iki erkek DNA’sına dair raporunun kendilerine ulaştığını paylaşan Zeynep Demir, “İlk DNA örneği Rojin’in sternal bölgesinde, yani göğüs kısmında tespit edildi. İkinci DNA örneği ise vajinanın iç bölgesinde tespit edilmiştir” bilgisini verdi.

Zeynep Demir, cinsel saldırı ihtimalinin ATK raporuyla açığa çıktığını ve dosyanın yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı. Demir, ihmal sebebiyle ATK hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti.

Rojin Kabaiş’in Ölümü

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül’de kaldığı yurtta akşam yemeğini yedikten sonra dışarı çıktı.

Geri dönmeyen Kabaiş’e telefonla ulaşamayan arkadaşları, 28 Eylül’de saat 12.00 sıralarında polise haber verdi.

Kabaiş’in 27 Eylül’de saat 18.30 sıralarında Van Gölü Sahili’ne çakıl taşı toplamaya gideceğini söylediği ve birlikte gitmeyi teklif ettiği arkadaşının olumsuz yanıt verdiği tespit edildi.

28 Eylül’de Van Gölü Sahili’nde Rojin’e ait cep telefonu, kulaklık, kek ve su bulundu. Telefon incelenmek üzere polise teslim edilirken, Rojin için polis, jandarma, sahil güvenlik, AFAD ve Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri arama çalışması başlattı.

18 Gün Sonra Cansız Bedeni Bulundu

Arama çalışmalarının 18’inci gününde Rojin Kabaiş’in cansız bedeni, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi sahilinden kara yolu ile yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Tuşba ilçesine bağlı Mollakasım Mahallesi’nde, bahçe sulamaya gelen Mehmet Emin Ankay (60) tarafından bulundu.

Kabaiş’in cenazesi, Adli Tıp Kurumu’nda yaklaşık 7 saat süren otopsinin ardından ailesine teslim edildikten sonra memleketi Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki Yeniköy Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Kabaiş’ten alınan 100’den fazla numunenin bir kısmı Van ATK’ye, bir kısmı ise İstanbul ATK’ye incelenmek üzere gönderildi.

Aile İntihar İddialarına Karşı Çıktı

Aile fertleri, Rojin’in ölümüyle ilgili ‘intihar’ iddialarına karşı çıktı. Kabaiş’in otopsi raporu gizlilik kararı nedeniyle Van Barosu’na verilmedi.

Savcılığın dosyaya “gizlilik kararı” getirdiğini belirten baro, bu karar nedeniyle bilgi ve belgelerin kendileriyle paylaşılmadığını aktardı.

“Suda Boğuldu”

İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilen numunelerin sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Yapılan incelemenin sonucu Van Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Van Barosu Kadın Hakları Merkezi, Rojin Kabaiş ile ilgili Adli Tıp raporuna dair açıklama yaptı. Açıklamada raporun tespit bölümünde Rojin Kabaiş’in ölüm nedeninin “suda boğulma” olduğu belirtildi.

İkinci Savcı Görevlendirildi

Devam eden soruşturmaya ikinci bir savcı görevlendirildi. Yeni savcı, baba Nizamettin Kabaiş ile anne ve 3 kız kardeşin yeniden ifadelerine başvurdu. Diyarbakır’da yaşayan aile, 16 Ocak’ta Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden savcıya ifade verdi. Ayrıca ailenin yanı sıra 240’a yakın kişiden de tekrar ifade ve DNA örnekleri alındı. Dosya avukatları, gizlilik kararının kaldırılması için savcılıkla görüşme gerçekleştirdi.

Baba Kabaiş’ten Şüpheli Açıklama

Baba Nizamettin Kabaiş, Rojin’in ölümüyle ilgili son gelişmeleri şöyle aktardı:

“En son savcımızla görüşmem iki ay önceydi. Savcımız, bunu söyledi. Daha önce de söyledi ama bu sefer ciddi umut verdi. Bana dedi ki, ‘Fazla ağlama, kendini üzme, bir şey bulmuşum, bir şey biliyoruz. Sabret, çıkartacağız. İki kişiden şüpheleniyoruz.’ İki kişi dediği, demek ki iki kişinin DNA’sı vardır. Odur işte. Bana bu umudu verdi. Biraz da olsa ferahlamışım. İnşallah o katiller de bulunur, en ağır ceza ne ise çeksinler. Çünkü biz çok acı çekiyoruz.”