Macaristan’ın başkenti Budapeşte’deki Margaret Adası’nda, Dominiken manastırının kalıntıları arasında 1915 yılında bulunan bir iskelet, yüzyılı aşkın süredir tarihçilerin en büyük bilmecesiydi. "Kutsal topraklara" gömülmüş bu genç adam kimdi ve neden vücudu paramparçaydı? 21. yüzyılın en ileri adli tıp ve DNA teknolojileri, bu "soğuk vakayı" 753 yıl sonra çözdü.
Adli tıp dedektifliği: Pusuya düşürülmüş
Eötvös Loránd Üniversitesi liderliğindeki uluslararası ekip, kemikler üzerinde yaptığı detaylı incelemede vahşetin boyutunu ortaya koydu. Kurban, tam 26 yerinden kılıç ve pala darbeleri almıştı. Yaraların analizi, silahsız ve zırhsız olan kurbanın, sağdan, soldan ve önden saldıran üç kişi tarafından planlı bir pusuya düşürüldüğünü gösterdi. Kollarındaki kesikler, son ana kadar kendini korumaya çalıştığını, ancak yere düştüğünde bile öfkeyle vurulmaya devam edildiğini kanıtlıyor.
Kimliği DNA ile kesinleşti: Prens Bela
Yıllardır süren "Bu kişi Prens Bela mı?" tartışması da son buldu. Yapılan DNA testleri, iskeletin, Macar Kralı IV. Bela'nın torunu olan Macsó Dükü Bela'ya ait olduğunu doğruladı. Genetik haritası, onun hem Macar Árpád hanedanına hem de babası tarafından İskandinav Rurik hanedanına (Viking kökenli) dayandığını gösterdi.
Taht oyunlarının kurbanı
Tarih kitapları, Dük Bela'nın 1272 yılının Kasım ayında, bir konsey toplantısına katılacağını sanırken rakibi Henrik "Kőszegi" ve adamları tarafından tuzağa düşürüldüğünü yazıyordu. Ancak o dönemde bu bir söylentiden ibaretti. Bugün bilim, 20'li yaşlarının başındaki bu genç prensin, tıpkı kayıtlardaki gibi acımasızca katledildiğini ve parçalanmış bedeninin kız kardeşi tarafından manastıra gizlice gömüldüğünü doğruluyor.
Menüsünde "zengin" izleri
Prens Bela'nın diş taşlarından alınan örnekler bile incelendi. Genç dükün ölmeden önce bol miktarda balık, et ve o dönem sadece soyluların ulaşabildiği ince öğütülmüş buğday ekmeği yediği tespit edildi. Karbon testlerindeki sapmaların nedeni de bu "aşırı proteinli" asilzade diyeti çıktı.