Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, önceki başbakan François Bayrou’nun parlamentoda güvenoyu kaybederek istifa etmesinin ardından Savunma Bakanı Sébastien Lecornu’yu başbakan olarak atadı. Bu adım, Macron’un dört ay içinde dördüncü, ikinci döneminde ise beşinci başbakan ataması anlamına geliyor. Peki, Sebastien Lecornu kimdir, kaç yaşında? İşte detaylar…
Fransa'nın yeni Başbakanı
Macron, 39 yaşındaki Savunma Bakanı Sébastien Lecornu, Fransa’nın dördüncü başbakanı olarak atadı. 39 yaşındaki Lecornu, Fransa tarihinin en genç savunma bakanı olarak dikkat çekiyor ve özellikle Ukrayna’ya karşı sürdürülen askeri hazırlıkların planlanmasında kritik rol oynadı. Siyasi kariyerine 16 yaşında başlayan Lecornu, Normandiya’da belediye başkanı ve genç yaşta danışman olarak görev yaptı; 2017’den beri Macron’un merkez hareketinin içinde yer alıyor.
Sebastien Lecornu kimdir?
Sébastien Lecornu, 11 Haziran 1986’da Fransa’nın Eaubonne kentinde doğmuş bir siyasetçidir. Genç yaşta siyasete atılan Lecornu, 16 yaşında UMP (sonraki adıyla Cumhuriyetçiler Partisi) gençlik hareketine katıldı. 2014 yılında Eure bölgesindeki Vernon kentinin belediye başkanı olarak seçildi ve Fransa’nın en genç belediye başkanlarından biri oldu. Ardından 2017 yılında Emmanuel Macron’un hükümetinde Çevre Bakan Yardımcısı olarak görev aldı. İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı gibi farklı alanlarda görev üstlenen Lecornu, 2022’de Fransa Savunma Bakanı olarak atandı. Savunma Bakanlığı döneminde Ukrayna savaşı nedeniyle Fransa’nın askeri politikalarında kritik sorumluluklar üstlendi ve NATO işbirliğinde etkin rol oynadı. 2025 yılında ise Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından Fransa Başbakanı olarak görevlendirildi. Lecornu, genç yaşı ve farklı bakanlıklarda edindiği deneyimle Fransız siyasetinde öne çıkan önemli figürlerden biri olarak kabul ediliyor.
Fransa'nın siyasi tablosu
Fransa’daki iç karışıklıklar ve siyasi dengeler yakından takip ediliyor. Macron ülke içinden ve dışından sık sık eleştirilirken bu yeni görev değişikliğinin Fransa’da nasıl etkiler yaratacağı merak konusu.
Fransa’nın 2025’teki siyasi tablosu, parçalı bir parlamento ve istikrarsız bir hükümet yapısıyla dikkat çekiyor. Emmanuel Macron’un cumhurbaşkanlığında ikinci dönemi devam ederken, 2024’teki erken genel seçimler Ulusal Meclis’te hiçbir partinin mutlak çoğunluğu elde edemediği bir tablo ortaya çıkardı. Merkezci Ensemble ittifakı, Macron’un liderliğinde güç kaybetmiş olsa da yaklaşık 160 sandalyeyle varlığını sürdürüyor. Ancak, Yeni Halk Cephesi (NFP) adlı sol ittifak yaklaşık 180 sandalyeyle meclisin en büyük grubu konumunda, fakat iç çekişmeler nedeniyle etkili bir liderlik sergileyemiyor. Marine Le Pen’in aşırı sağ Ulusal Birlik (RN) partisi ise yaklaşık 140 sandalye ile tarihi bir yükseliş gösterdi, ancak hükümet kuracak güçten yoksun.
Merkez sağ Les Républicains partisinden Michel Barnier, 2024’te başbakan olarak atandı, ancak azınlık hükümeti RN ve LR’nin kırılgan desteğiyle ayakta duruyor. Bu durum, yasama süreçlerinde sık sık tıkanmalara ve siyasi belirsizliğe yol açıyor. Ekonomik reformlar, göç politikaları ve Avrupa Birliği ile ilişkiler, siyasi tartışmaların ana eksenlerini oluştururken, 2027 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Macron’un etkisi azalıyor, Le Pen ise popülaritesini artırıyor. Fransa, bu parçalı yapıda istikrar arayışını sürdürürken, toplumsal kutuplaşma ve ekonomik sorunlar siyasi tabloyu daha da karmaşık hale getiriyor.