Dijital oyun dünyasının Oscar'ı kabul edilen The Game Awards (TGA) 2025 töreninde tarihi bir an yaşandı. Fransız bağımsız geliştirici Sandfall Interactive tarafından yıllar süren emekle üretilen Clair Obscur: Expedition 33, törende aday gösterildiği 10 kategoriden tam 9'unu kazanarak mutlak galip ilan edildi. Bu başarı, bir oyunun tek bir törende kazandığı ödül sayısı açısından yeni bir rekor olarak kayıtlara geçti.
Peki, Clair Obscur: Expedition 33 konusu nedir? İşte The Game Awards'da tarih yazan Clair Obscur: Expedition 33 hakkında yer şey...
Clair Obscur: Expedition 33 aldığı ödüller
- Game of the Year (Yılın Oyunu)
- Best Game Direction (En İyi Oyun Yönetimi)
- Best Narrative (En İyi Anlatı)
- Best Art Direction (En İyi Sanat Yönetimi)
- Best Score and Music (En İyi Müzik & Beste) – Lorien Testard
- Best Performance (En İyi Performans) – Jennifer English
- Best Independent Game (En İyi Bağımsız Oyun)
- Best Debut Indie Game (En İyi Çıkış Yapan Bağımsız Oyun)
- Best RPG (En İyi RPG)
Clair Obscur: Expedition 33 konusu
Belle Époque estetiğini (Fransızca Güzel Çağ) karanlık bir fanteziyle Clair Obscur: Expedition 33, insanlığın kaderini bir fırça darbesiyle değiştiren gizemli bir felakete karşı verilen umutsuz bir mücadeleyi anlatıyor. Fransız stüdyo Sandfall Interactive’in yıllar süren tutku projesi, klasik Japon RPG’lerinin ruhunu çağdaş bir anlatı ve modern savaş dinamikleriyle yeniden yorumluyor.
İnsanlığı kurtarmak için son görev: Expedition 33
Oyun, izole bir ada olan Lumière’de yaşanan “Gommage” felaketinin çevresinde şekilleniyor. Paintress adı verilen esrarengiz bir varlık, her yıl dev bir monolite yeni bir sayı “boyuyor”. Ve o sayıya eşit ya da daha büyük yaşta olan herkes, hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboluyor. 67 yıldır tekrar eden bu ritüel, toplumun varoluşunu adeta bir geri sayım gibi tüketmiş durumda.
Ada halkı, her yıl bu yok oluşu durdurmak için bir keşif ekibi gönderiyor. Aksiyonun merkezindeki Expedition 33, bu tehlikeli görevin son ve en umutsuzu: Paintress’i bulup öldürmek ve Gommage döngüsünü tamamen kırmak.
Gustave, Maelle, Lune, Sciel… ve yolda katılanlar
Ana kadro; mekanik koluyla hayatta kalmayı bilen mühendis Gustave, zeki ve güçlü bir büyücü olan Lune, dövüş stilini anlık değişimlerle çeşitlendiren Maelle ve neşesine rağmen büyük bir yük taşıyan savaşçı Sciel’den oluşuyor.
Yol boyunca, çizdiği kaderi gizleyen bir adam Verso, biçim değiştirip düşman güçlerini kullanabilen gizemli Gestral Monoco ve kıtaya özgü mitolojik bir varlık olan Esquie ekibe dahil oluyor. Her biri hem geçmişleri hem de bu dünyayla olan bağlantıları sayesinde hikâyeyi derinleştiren karakterler.
Zamanı bükmeye çalışan bir anlatı
Expedition 33’ün hikâyesi yalnızca bir “dünyayı kurtarma” görevinden ibaret değil. Kaybolan hatıralar, silinen hayatlar ve aile bağlarının acımasızca sınandığı karanlık bir döngü…
Gustave'in hikâyeye ilk adımda eski sevgilisini Gommage ile kaybetmesi, Maelle’in gördüğü kehanetler, Renoir’in ölümsüzlüğün gölgesinde deliliğe sürüklenişi ve Verso’nun gerçek kimliğiyle yüzleşmesi, oyunu psikolojik bir dram haline getiriyor. Olay örgüsü ilerledikçe oyuncular, Lumière’in aslında bir “tuval dünyası” olabileceğini ve gerçek ile yaratılmış olan arasındaki çizginin giderek silindiğini keşfediyor.
Finalde oyuncuya sunulan iki son ise tüm anlatının ağırlığını oyuncunun kucağına bırakıyor: Dünyayı kurtarmak için yapay bir cenneti yaşatmak mı, yoksa gerçeğe dönmek için her şeyi yok etmek mi?
Bir fırça darbesi kadar güzel, bir felaket kadar keskin
Sanatsal yönüyle öne çıkan oyun, Belle Époque mimarisini karanlık fantezi dokularla buluşturuyor. Gölge, ışık ve renk geçişleri; mekan tasarımından karakter kostümlerine kadar her detayda hissediliyor. Lórien Testard’ın imzasını taşıyan görkemli müzikler ise hem hüznü hem de kaosu sahnelere ustalıkla taşıyor.