Ev işlerini yaparken en küçük çocuğunu oyalamak için tablet veren bir ebeveyn, kısa sürede çocuğunun öfke nöbetiyle karşılaşabiliyor. Tekme, bağırma ve tabletten ayrılmak istememe gibi tepkiler, birçok ailenin yaşadığı ortak bir sorun. Peki, ekran süresi gerçekten çocukların beyin sağlığını tehdit ediyor mu?
Teknoloji devleri çocuklarına sınır koydu
Apple’ın kurucusu Steve Jobs ve Microsoft’un kurucusu Bill Gates, kendi çocuklarının teknoloji kullanımına sınır koymalarıyla biliniyor. Jobs’un iPad vermemesi ve Gates’in çocuklarının ekran süresini sınırlaması, ebeveynlerin yaşadığı endişeleri gözler önüne seriyor.
Ünlü nörobilimci Susan Greenfield, internet ve bilgisayar oyunlarının ergen beynini olumsuz etkileyebileceğini savunuyor. 2013’te Greenfield, uzun ekran süresinin olumsuz etkilerini iklim değişikliğinin ilk günlerine benzetmişti: Ciddiye alınması gereken, ancak göz ardı edilen bir değişim.
Bilim ne diyor?
Ancak ekran süresinin zararlı olduğu yönündeki iddialar her zaman somut kanıtlarla desteklenmiyor. Bath Spa Üniversitesi’nden Prof. Pete Etchells, ekran süresinin gençlerde ruh sağlığına doğrudan olumsuz etkisi olduğuna dair yeterli kanıt bulunmadığını belirtiyor.
“Ekran başında geçirilen zamanın korkunç sonuçlarına dair somut bilimsel kanıt yok” diyen Etchells, çoğu araştırmanın katılımcıların kendi bildirimlerine dayandığını ve bu verilerin yorumlanmasının milyonlarca farklı yolu olduğunu vurguluyor.
Yalnızlık mı, ekran mı?
ABD ve İngiltere’de yapılan bazı araştırmalar, depresyon ve kaygı ile ekran süresi arasındaki bağlantının çoğunlukla yalnızlık ve sosyal izolasyon gibi ek faktörlerden kaynaklandığını ortaya koyuyor.
Bath Spa Üniversitesi’nin analizine göre, ekran başında geçirilen süre ile ruh sağlığı sorunları arasındaki korelasyon, çoğu zaman yalnızlık ve çevresel faktörlerle açıklanabiliyor.
Ekranın niteliği önemli
Ekranda neye bakıldığı, ekran süresinin etkilerini belirleyen önemli bir faktör. Eğitici veya arkadaşlarla etkileşim sağlayan içerikler, yalnızca sosyal medya gezintisi veya zararlı içeriklere maruz kalmaktan farklı sonuçlar doğuruyor.
Oxford Üniversitesi’nden Prof. Andrew Przybylski’nin araştırmaları, video oyunları ve sosyal medyanın doğru kullanıldığında çocukların ruh sağlığı üzerinde zararlı değil, hatta faydalı etkiler yaratabileceğini gösteriyor.
Bir yaş altında çocuklara asla tablet verilmemeli
ABD Amerikan Pediatri Akademisi ve Birleşik Krallık Kraliyet Pediatri ve Çocuk Sağlığı Koleji, çocuklar için net bir ekran süresi sınırı önermiyor. Dünya Sağlık Örgütü ise bir yaş altındaki çocuklar için ekran süresini tamamen yasaklarken, dört yaşına kadar günlük bir saat ile sınırlıyor. Ancak bu öneriler fiziksel aktiviteyi önceliklendirmeye dayanıyor.
Bilimsel verilerin yetersizliği, ebeveynlerin çocuklarını teknolojiye karşı koruma çabalarını zorlaştırıyor. Kesin kurallar olmadan, ekran kullanımını sınırlamak veya serbest bırakmak arasında dengeyi bulmak aileler için hâlâ büyük bir soru işareti.
Ölçülü yaklaşım şart
Prof. Etchells ve Prof. Przybylski, müstehcen içerik veya zararlı çevrimiçi davranışların tehlikeli olabileceğini kabul ediyor, ancak ekran süresine takıntılı bir şekilde yaklaşmanın, çocukları yararlı teknolojilerden mahrum bırakabileceğine dikkat çekiyor.
Michigan Üniversitesi’nden Prof. Jenny Radesky, ebeveynler arasındaki yargılayıcı söylemin artmasının, çocukları ve aileleri gereksiz kaygıya sürüklediğini belirtiyor.
Ebeveynler için en güvenli yol, ekran süresini tamamen yasaklamak yerine çocuğun ekran karşısında ne yaptığını ve hangi içeriklerle etkileşimde olduğunu takip etmek ve sosyal yaşam, oyun ve fiziksel aktiviteyle dengelemeye çalışmak.