2026 yılında geçerli olacak asgari ücret için kritik süreç başlıyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını 12 Aralık Cuma günü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapacak. Takvim netleşirken komisyonun yapısı, karar alma biçimi ve ücretin hangi kriterlere göre belirleneceği tartışma yaratmaya devam ediyor. Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik, sürece dair dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Temsil tartışması çözüm değil
Prof. Dr. Aziz Çelik, TÜRK-İŞ’in komisyonda yer almayacağını açıklamasının ardından gündeme gelen “hükümet temsilci sayısı düşürülsün” önerisinin sorunu çözmeyeceğini söyledi. Kararların yine oy çokluğuyla alınacağını hatırlatan Çelik, asıl meselenin temsil sayısı değil, komisyonun hangi kurallara göre karar verdiği olduğunu ifade etti.
Geçmiş yıllarda herhangi bir ilkeye bağlı kalınmadan asgari ücret belirlendiğini vurgulayan Çelik, “Komisyon üyeleri asgari ücreti çoğu zaman televizyondan öğrendi” dedi. Hükümet temsilci sayısındaki değişikliğin sadece sembolik olacağını savundu.
Keyfi asgari ücret dönemi sona ermeli
Çelik, Anayasa’da yer alan geçim şartları ve ekonomik büyüme kriterlerinin yıllardır göz ardı edildiğini belirterek, kural bazlı bir sisteme geçilmesi gerektiğini vurguladı. Komisyon toplantılarının artık şeklen yapıldığını söyleyen Çelik, geçmişte TÜİK tarafından açıklanan işçi geçimi hesaplarının da uzun süredir paylaşılmadığını hatırlattı.
Güven sorunu büyüyor
Komisyonun milyonlarca emekçide güven oluşturmadığını ifade eden Çelik, “Bu yapı artık bir mizansene dönüşmüş durumda. Fiilen bir komisyondan söz etmek zor” değerlendirmesinde bulundu.
Resmi enflasyon verilerine dayalı hesapların gerçeği yansıtmadığını dile getiren Çelik, tek bir işçinin ekim ayında yaşam maliyetinin 35-40 bin TL aralığında olduğunu, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının ise 90 bin TL’yi aştığını söyledi.
Asgari ücret için net rakam verdi
Asgari ücret belirlenirken kişi başına düşen milli gelirin temel kriter olması gerektiğini savunan Çelik, 2026 için aylık kişi başına gelirin 75 bin TL olarak hesaplandığını hatırlattı. Bu rakamın yüzde 60’ının esas alınması halinde asgari ücretin tabanının net 38 bin TL’nin altına düşmemesi gerektiğini söyledi.
Oranın yüzde 65-70 seviyesine çıkarılması durumunda ise asgari ücretin 45-50 bin TL bandına ulaşabileceğini vurgulayan Çelik, bu hesaplamanın yasal çerçeveye bağlanması gerektiğini dile getirdi.
Ücretlerdeki gerileme bölüşüm krizine işaret ediyor
Asgari ücretin milli gelirden aldığı payın yıllar içinde gerilediğini belirten Çelik, bunun gelir dağılımındaki bozulmayı net şekilde ortaya koyduğunu söyledi. Asgari ücretin artık ortalama ücret haline geldiğine dikkat çeken Çelik, yapılacak zammın sadece asgari ücretliyi değil, tüm ücret dengelerini doğrudan etkileyeceğini ifade etti.