Haber

Deniz Gezmiş “Mustafa Kemal Yürüyüşü” nedir? Samsun’dan Ankara’ya demokrasi yürüyüşü

Deniz Gezmiş’in öncülük ettiği “Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü”, 1968 yılında Türkiye’de gerçekleşen önemli bir gençlik eylemidir.

Yürüyüş, 1 Kasım 1968’de Samsun’dan başlayıp 10 Kasım 1968’de Ankara’daki Anıtkabir’de sona ermesi planlanarak düzenlenmiştir. Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT) tarafından organize edilen bu eylem, 68 kuşağının anti-emperyalist ve devrimci ruhunu yansıtan sembolik bir etkinliktir.

Deniz Gezmiş “Mustafa Kemal Yürüyüşü” nedir?

Yürüyüşün temel amacı, Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı anti-emperyalist ve bağımsızlıkçı devrimin yozlaştırıldığını savunarak, bu devrimi yeniden rayına oturtma kararlılığını göstermektir. Bildiride, “1919’da başlayan Mustafa Kemal devrimi, kendisinden sonra gelen yöneticiler tarafından amacından saptırılmış, Cumhuriyetin bütün kurumları yozlaştırılmıştır. Bugün Türkiye’miz, Mustafa Kemal’e rağmen yabancıların desteklediği karşıdevrimcilerin etki alanına girmiştir. Biz Mustafa Kemal gençliği olarak, saptırılan devrimi rayına oturtmaya azimliyiz, kararlıyız” ifadeleri kullanılmıştır.

Yürüyüş, Amerikan emperyalizmine karşı ikinci bir Milli Kurtuluş Savaşı başlatma fikrini savunmuş ve Atatürk’ün tam bağımsızlık ilkesine vurgu yapmıştır. Deniz Gezmiş ve arkadaşları, bu yürüyüşle hem Atatürk’ün mirasına sahip çıktıklarını hem de mevcut düzenin emperyalist etkilere teslim olduğunu protesto etmişlerdir.

Mustafa Kemal Yürüyüşü rotası

Yürüyüş, Samsun’dan başlayarak Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı sembolik bir noktadan yola çıktı. Deniz Gezmiş, Hüseyin Cevahir, Cihan Alptekin, Doğu Perinçek, Cengiz Çandar gibi 68 kuşağının önde gelen isimleri yürüyüşe katıldı. İstanbul’dan Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB) ve Ankara’dan Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) üyeleri, yürüyüş kolunun ana gövdesini oluşturdu. Ankara Üniversitesi, ODTÜ ve Hacettepe Üniversitesi öğrenci birlikleri de destek verdi.

Yürüyüş, başlangıcından itibaren polis müdahaleleri, gözaltılar ve çeşitli engellemelerle karşılaştı. Samsun çıkışında, aralarında Deniz Gezmiş’in de bulunduğu bazı gençler gözaltına alındı, ancak ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldılar. Yolda otobüslerine kaza süsü verilen saldırılar düzenlendi ve bazı yerlerde gerici grupların tepkisiyle karşılaşıldı.

10 Kasım 1968’de yürüyüşçüler, zorluklara rağmen Ankara’ya ulaştı ve Anıtkabir’de toplandı. Burada bir çelenk sunuldu ve Anıtkabir Özel Defteri’ne şu not yazıldı: “Büyük Önder, Amerikan emperyalizmine karşı ikinci Milli Kurtuluş Savaşımızda izindeyiz. Milli Kurtuluş Savaşımız yok edilemez. Onu yok etmek için bütün Türk milletini yok etmek gerekir. Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşçüleri.” Bu not, yürüyüşün anti-emperyalist ruhunu ve Atatürk’ün mirasına bağlılığını özetler.

Deniz Gezmiş’in rolü

Deniz Gezmiş, yürüyüşün hem organizatörlerinden hem de öncülerinden biriydi. Henüz 21 yaşında olan Gezmiş, yürüyüş boyunca kararlı bir liderlik sergiledi. Yürüyüş, onun anti-emperyalist duruşunu ve Atatürk’ün tam bağımsızlık ilkesine olan bağlılığını göstermesi açısından önemlidir. Gezmiş, daha sonra mahkemelerde yaptığı savunmalarda da Atatürk’ün devrimci mirasına sahip çıktıklarını ve “istiklal-i tam” ilkesini devam ettirdiklerini vurgulamıştır.

Yürüyüşün tarihsel önemi

Yürüyüş, 68 kuşağının bağımsızlık ve devrimci mücadele anlayışını yansıtan en önemli eylemlerden biridir. Gençlik hareketinin anti-emperyalist ve sosyalist karakterini ortaya koymuştur.

Yürüyüş, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının hem sosyalist hem de Atatürkçü kimliklerini bir arada taşıdığını gösterir. Gezmiş, Atatürk’ü devrimci ve anti-emperyalist bir lider olarak görmüş, ancak mevcut düzenin onun ilkelerinden saptığını savunmuştur.

Yürüyüş, basında geniş yankı bulmuş, lehte ve aleyhte tartışmalara yol açmıştır. Kamuoyunda hem destek hem de tepki toplamış, gençlik hareketinin görünürlüğünü artırmıştır.

Deniz Gezmiş Kemalist miydi?

Bazı kesimler, Deniz Gezmiş’in sonradan sosyalizme kayarak Kemalizm’den koptuğunu iddia etse de, Gezmiş’in mahkeme savunmaları ve yürüyüş sırasındaki söylemleri, Atatürk’ün anti-emperyalist mirasına bağlılığını sürdürdüğünü gösterir. Örneğin, mahkemesinde “Mustafa Kemal’e gerçekten sahip çıkanlar varsa, onlar da bizleriz” demiştir. Ancak, Gezmiş’in Marksist-Leninist ideolojiyi benimsemesi, bazı çevrelerde onun Atatürkçülüğüyle ilgili tartışmalara yol açmıştır.