İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nın düzenlediği operasyonla, hastalara umut olarak satılan yaklaşık 5 milyon sahte kanser ilacı ele geçirildi. Operasyon sonucunda 8 şüpheli yakalandı, 6’sı tutuklandı. İddianameye göre sahte ilaçların üretim ve dağıtım ağı çok daha genişti.
Devasa Operasyon: Depolar ve İmalathane Baskınları
Cumhuriyet'ten Murat Ağırel’in bugünkü köşesine göre; Şubat 2025’te İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’na gelen ihbar üzerine başlatılan çalışmalar, Ümraniye Adem Yavuz Mahallesi’nde 4 ayrı depo ve 1 imalathaneye operasyonla sonuçlandı. Ele geçirilenler arasında:
- 5 milyon sahte ilaç (piyasa değeri yaklaşık 2 milyar TL)
- 100 bin boş ilaç kutusu
- 32 bin marka etiketi
- 9 dolum makinesi
- 350 kilogram toz hammadde
- 60 bin tıbbi malzeme
yer aldı.
Şüpheliler arasında Bilent Buğdaycı, Kadir Uslu, Kurtuluş Mazlum Ağırman, Oğuzhan Tan, Ramazan Ergün, Sezgin Buğdaycı, Şeyhmus Ergün, Uğur İlter ve Yakup Kaya bulunuyor.
Hedefteki İlaçlar: Kanser ve Ötesi
İddianamede sahte ilaçlar arasında, hem kanser tedavisinde kullanılan hem de diğer tıbbi ihtiyaçlar için kritik ilaçlar yer alıyor:
- Cellcept: Nakledilmiş organ reddini önlemek için, 2 milyon adet
- Femara ve Femera: Meme kanseri ve epilepsi tedavisi için, 160 bin adet
- Venetoclax: Kronik lenfositik lösemi için, 40 bin adet
- Xalkori, Phesgo, Xgeva, Blincyto: Akciğer ve kan kanserlerinde kullanılan ilaçlar
Bunların yanında, bebeklerin laktasyonunu engellemek için kullanılan Dostinex ve kısırlık tedavisinde kullanılan Pregnyl, Venofer gibi ilaçlar da sahte olarak üretilmiş.
Şüphelilerden Bilent Buğdaycı suçunu itiraf etti, Uğur İlter ise kurye olduğunu kabul etti. Sosyal medya hesapları üzerinden satış yaptıkları da iddianamede yer aldı.
Hukuki Süreç ve Cezasızlık Endişesi
Şüphelilerin Türk Ceza Kanunu’nun 187/1, 37/1, 53, 54, 58 ve 63. maddelerinden yargılanması talep edildi. TCK 187/1’e göre, “Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç üreten veya satan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası verilir.”
Murat Ağırel’in köşe yazısına göre, cezai yaptırımların yetersizliği ve cezasızlık algısı, sahte ilaç ticareti gibi ağır suçların önünü açıyor. Ağırel, bu tür suçların toplum sağlığı açısından “cinayetle eşdeğer” olduğunu vurguluyor.
Sahte ilaçlar, özellikle kanser hastaları için hayat kurtarıcı tedavilerin yerini alıyor. Hastalar umutla tedavi görürken, sahte ilaçlar etkisiz kalıyor ve bazı durumlarda ölüme yol açabiliyor. Uzmanlar, bu kişilerin ağır suçlardan yargılanması gerektiğini belirtiyor.
