Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSK) son kararnamesi, yargı çevrelerinde şaşkınlıkla karşılandı. Kamuoyunun yakından takip ettiği bir davaya bakan hakimin, atama öncesi sessiz sedasız bir hukuk mücadelesi başlattığı görüldü. Yaşananlar, yargı bağımsızlığı ve medya-yargı ilişkisine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Atama öncesi dilekçe vermiş
T24'ten Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre, İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Ali Doğan, HSK'nın Kasım ayı sonundaki kararnamesiyle Kahramanmaraş'a atandı. Ancak atama kararı Resmi Gazete'de yayımlanmadan 3 gün önce, Doğan'ın mahkeme mührüyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na bir suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi.
Dilekçede, Sontv adlı internet sitesinde yayımlanan "İmamoğlu davasında 1 Nolu salon ısrarının ardında ne var?" başlıklı haberdeki iddiaların gerçeği yansıtmadığı ve kendisini hedef aldığı belirtildi. Haberde, Doğan'ın duruşma salonu tercihleri ve tutuklu avukatın SEGBİS ile duruşmaya katılmasına izin vermesi gibi konularda eleştirildiği ve "yargı çevrelerinin" tepkisini çektiği iddia ediliyordu.
"Yetkimi kaldırmak için zemin hazırlandı"
Hakim Doğan, suç duyurusunda bu tür yayınlarla ilgili çarpıcı bir tespitte bulundu. Dilekçede, "...hedef alınan hâkimin yetkisinin kaldırılmasına zemin hazırlanmak üzere lekeleyip kendi çaldıkları lekeyi bahane olarak takdim etmek üzere bu içeriğin oluşturulduğu izlenimine sebebiyet vermiş, esasen bu eylemlerdeki saikin ne olduğunu daha da belirgin hale getirmiştir" ifadeleri kullanıldı.
Doğan, dilekçesinde ayrıca, görev ve yetkileri tartışmalı olan bir konuda hukuki bir karar verdiği için eleştirilmenin haksızlık olduğunu vurguladı. Avukat Mehmet Pehlivan'ın SEGBİS ile duruşmaya katılması kararının, "hukuki açıdan daha önce yaygın olarak ele alınmamış" bir konuda verildiğini belirterek, bu uygulamanın "hukuk zemininden tamamen ayrılınması ile" kötü niyetli olarak yorumlanabileceğini kaydetti.
İsimsiz kaynaklara sert tepki
Suç duyurusunun dikkat çeken bir diğer yanı, haberde kullanılan kaynaklara getirilen eleştiri oldu. Haberde "bir yargı mensubu", "üst düzey hâkim" gibi isimleri gizlenmiş kişilere atıfta bulunuluyordu.
Doğan'ın dilekçesinde bu durum, "Yazıyı hazırlayan... failin, neden bu yargı mensuplarını seçtiği... bu dört yargı mensubunun nasıl olup da... aynı mecraya demeç vermek üzere nerede ne amaçla bir araya getirildikleri... gibi sayısız belirsizlik karşısında esasen bu yargı mensuplarının varlıklarının ve demeçlerinin... uydurulmuş olması kuvvetle muhtemeldir" şeklinde yorumlandı.
Tüm bu gelişmelere rağmen Hakim Ali Doğan'ın ataması gerçekleşti. Ancak Doğan'ın, HSK'nın bu atama kararına itiraz ettiği de öğrenildi. Süreç, yargı içindeki atama mekanizmaları ve bir hakimin görevi başındayken medyadan gelen eleştirilere karşı hukuki yollara başvurması gibi konuları da gündeme getirdi.