İspanya’nın başkenti Madrid’de hayvan hakları savunucuları, boğa güreşlerine karşı çarpıcı bir protesto gerçekleştirdi. Ünlü Las Ventas Arenası’nın önünde toplanan yüzlerce aktivist, bedenlerine kırmızı boya dökerek boğa güreşlerinde dökülen kanı simgeledi. Protesto, Aziz Fermin Festivali kapsamında düzenlenen etkinlikler öncesinde gerçekleşti.
Anima Naturalis ve CAS International adlı iki büyük hayvan hakları örgütünün çağrısıyla düzenlenen gösteride, aktivistler “Zulüm kültürel miras olamaz” mesajı verdi. Boğa güreşlerinin kültürel değer olarak tanımlanmasına sert tepki gösteren gruplar, devletin bu etkinliklere kamu kaynakları ayırmasını da eleştirdi.
“Kamu Sübvansiyonları Derhal Sonlandırılsın”
Arenanın girişinde yapılan açıklamada, boğa güreşlerine ayrılan bütçenin etik dışı olduğu vurgulandı. Aktivistler, “Hayvan haklarını ihlal eden bir etkinliğe devlet desteği verilmemeli. Şehirler bu geleneğe ortak olmamalı” diyerek, kültürel karar alma süreçlerinde daha fazla şeffaflık çağrısında bulundu.
715 Bin İmza Meclise Sunuldu
Protestoyu düzenleyen örgütler, şubat ayında boğa güreşlerinin yasaklanması için 715 bini aşkın imza topladıklarını ve bu dilekçeyi İspanya Meclisi’ne sunduklarını hatırlattı. Aynı zamanda 2013 yılında Senato tarafından kabul edilen ve boğa güreşlerini "kültürel miras" olarak tanımlayan yasanın iptali talep edildi.
Yasak Sadece İki Bölgede Geçerli
Boğa güreşlerinin tarihi 11. yüzyıla uzanırken, resmi arenalarda düzenlenmeye başlaması 18. yüzyıl sonlarını buluyor. Ancak bugüne kadar sadece Kanarya Adaları (1991) ve Katalonya (2010) bölgelerinde yasaklandı. Ülke genelindeyse her yıl 1800'den fazla boğa güreşi düzenleniyor. Sektörün yıllık ekonomik katkısının 3,5 milyar avroyu bulduğu, yaklaşık 200 bin kişinin bu alanda çalıştığı ifade ediliyor.
Tartışmalar sürerken Madrid Özerk Yönetimi’nin Las Ventas Arenası’nın yenilenmesi için 40 milyon avroluk bütçe ayırması, tepkileri artırdı. Ayrıca bakım çalışmaları için de 2,2 milyon avro harcanacağı açıklandı. Hayvan hakları savunucuları bu kararı, “devlet eliyle sürdürülen zulüm” olarak nitelendirdi.