İkinci Dünya Savaşı’nın bitişine 80 yıl kala, havacılık tarihinin en çılgın projesi "Mistel"in sırları aydınlanıyor. Kod adı 'Beethoven' olan, 3.8 tonluk dev bir bombanın üzerine tüneyerek uçan bu sistem, Müttefik gemilerini ve Sovyet köprülerini yok etmek için tasarlanmıştı. Yıl 1944. Nazi Almanyası, doğudan gelen "Kızıl Ordu" ve batıdan gelen Müttefik çıkarması arasında sıkışıp kalmıştı. Çaresizlik, Alman mühendisleri havacılık kurallarını altüst eden bir tasarıma itti: Bir uçağı, diğerinin sırtına bindirmek. Resmi adı "Mistel" (Ökse Otu) olan bu proje, aslında uçan bir intihar düzeneği olmasa da, pilotlar için son derece riskli bir kumardı.
Kod Adı: Beethoven
Halk arasında ve askeri jargonda "Vati und Sohn" (Baba ve Oğul) olarak bilinen sistemin resmi Luftwaffe kod adı, ünlü besteciye atıfla "Beethoven Cihazı"ydı (Beethoven-Gerät). Sistem, kokpiti sökülüp içi patlayıcıyla doldurulan dev bir Junkers Ju 88 bombardıman uçağının (Oğul), sırtına monte edilen tek kişilik bir avcı uçağı (Baba - genellikle Fw 190 veya Bf 109) tarafından kumanda edilmesi prensibine dayanıyordu.
Zırh delici Fil Hortumu
Mistel'i sadece tuhaf bir görüntü olmaktan çıkarıp ölümcül bir silaha dönüştüren şey, burnundaki "fil hortumu"nu andıran çıkıntıydı. Bu, yaklaşık 3.8 ton ağırlığında devasa bir "çukur imla" (hollow charge) başlığıydı. Mühendislerin hesabına göre; çarpma anında oluşan plazma jeti, dönemin en güçlü zırhlısı HMS King George V'i tek vuruşta batırabilir veya 7 metre kalınlığındaki beton sığınakları delip geçebilirdi.
Oder Nehri'nde son çırpınış
Mistel'lerin en dramatik operasyonu, Nisan 1945'te, Berlin'e yürüyen Sovyet ordusunu durdurmak için yapıldı. Hedef, Kızıl Ordu'nun tanklarını geçirdiği Oder Nehri üzerindeki köprülerdi. Ancak kağıt üzerindeki bu mühendislik harikası, savaş alanında tam bir fiyaskoya dönüştü. Saatte sadece 380 km hıza çıkabilen bu hantal ikili, Müttefik avcı uçakları için havada vurulması en kolay "oturan ördek"ti. Köprülere yapılan saldırılar Sovyet ilerleyişini sadece 1-2 gün geciktirebildi, durduramadı.
Tarihin tozlu raflarında
Toplamda yaklaşık 250 adet üretilen Mistel kombinasyonlarının çoğu, etkisiz saldırılarda yok oldu veya müttefikler tarafından ele geçirildi. Bugün bu tuhaf silahın parçaları, Almanya'daki Deutsches Museum (Flugwerft Schleißheim) ve Speyer Teknoloji Müzesi gibi noktalarda, savaşın çaresizliğinin birer anıtı olarak sergileniyor.
Pilotun gözünden: "Canavarın sırtında"
Dönemin tecrübeli Luftwaffe pilotları, bu "canavarı" uçurmanın teknik olarak mümkün ama psikolojik olarak yıpratıcı olduğunu belirtiyordu. Kontrol sistemleri şaşırtıcı derecede hassas olsa da, altınızda 4 ton patlayıcıyla, düşman avcılarının cirit attığı bir gökyüzünde yavaşça süzülmek, cesaretten fazlasını gerektiriyordu. Pilot, hedefe dalışa geçtiği anda pimleri patlatıp "baba" uçağıyla yükselerek kaçarken, alttaki "oğul" hedefe kilitlenmiş bir füze gibi yoluna devam ediyordu.





