Gündem

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy Antalya depreminin nedenini açıkladı

Antalya'daki depremlerin ardından Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bölgedeki hareketliliğin sebebini açıkladı. Üşümezsoy, "Bu deprem, Akdeniz kabuğunun Anadolu kabuğunun altına doğru daldığı 'yitim zonu'nda meydana geldi" dedi. Uzman, derinliğin 100 kilometreyi bulduğunu ve sarsıntıların Kıbrıs-Girit hattıyla bağlantılı olduğunu söyledi.

Antalya'daki depremlerin ardından uzmanlar bölgedeki tektonik hareketliliği analiz etmeye devam ediyor. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, kişisel YouTube kanalından yaptığı detaylı değerlendirmede, Antalya Körfezi'nde yaşanan depremselliğin basit bir kırılma olmadığını, iki devasa kütlenin karşılaşma alanında gerçekleştiğini açıkladı. Üşümezsoy'a göre deprem, Akdeniz kabuğunun Anadolu'nun altına daldığı ve derinliği 100 kilometreyi bulan bir 'yitim zonu'nda meydana geldi.

"Akdeniz kabuğu Anadolu'nun altına dalıyor"

Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, yaptığı analizde Antalya depreminin oluşum mekanizmasını şu sözlerle anlattı: "Bu deprem, Akdeniz kabuğunun Anadolu kabuğunun altına doğru daldığı ve bu iki kabuğun birbirinin üzerine ilerlediği 'yitim zonu' kuşağında meydana gelen bir depremdir." Üşümezsoy, depremin derinliğinin 100 kilometreye kadar ulaştığını ve kuzey-batı, güneydoğu doğrultulu bir yapıyı işaret ettiğini vurguladı. Bu durum, sarsıntıların yüzeydeki faylardan ziyade, derinlerdeki plaka hareketlerinden kaynaklandığını gösteriyor.

Ters faylar derinlerdeki 'hesaplaşmanın' yansıması

Üşümezsoy, videolu analizinde bölgenin tektonik haritası üzerinde Antalya'nın kuzeyinden geçen "ters fay" yapılarına dikkat çekti. Uzmana göre, bu ters faylar, derinlerde Akdeniz kabuğu ile Anadolu (kıta) kabuğu arasındaki karmaşık ilişkinin yüzeydeki yansıması. "Depremsellik, Toros Dağları'nın körfeze doğru bindirdiği kesim ile derine dalan Akdeniz kabuğunun kesiştiği noktada oluşuyor" diyen Üşümezsoy, bu nedenle bölgedeki hareketliliğin daha karmaşık ve derin bir sürecin parçası olduğunu ifade etti.

"Kıbrıs ve Girit ile bağlantılı"

Üşümezsoy, Antalya'daki depremselliğin izole bir olay olmadığını, Akdeniz'deki daha büyük bir sistemin parçası olduğunu belirtti. Uzman, "Geçen ay Kıbrıs'ın güneyinden geçip batı kenarından kuzeye ilerleyen hat kırıldı. Bu hat, Girit ve Rodos ile bağlantılı bir tektonik zon oluşturuyor" açıklamasını yaptı. Bu durum, Antalya körfezi ve çevresindeki depremlerin, Akdeniz ve Anadolu plakalarının bu karmaşık ve derin "hesaplaşmasının" bir sonucu olarak ortaya çıktığını gösteriyor. Prof. Dr. Osman Bektaş'ın "kritik saatler" uyarısının ardından gelen bu analiz, bölgenin tektonik yapısının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koydu.