Sivas’ta 1993 yılında düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ne katılmak amacıyla kente gelen ve aralarında Aziz Nesin, Metin Altıok, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Behçet Aysan ve Hasret Gültekin gibi önemli isimlerin bulunduğu aydınlar, Vali Ahmet Karabilgin’in davetlisi olarak kente geldi. Fakat bu şenliğin, Türkiye’nin tarihindeki en karanlık olaylardan birisini olacağını kim bilebilirdi ki…
Sivas’ta kıvılcımlar Aziz Nesin’in kitabıyla alevlendi
Aziz Nesin’in, Salman Rüşdi’nin tartışmalı Şeytan Ayetleri kitabını Türkiye’de yayımladığına dair söylentiler, olayların fitilini ateşledi.
Ali Nesin, daha sonra babasının kitabı yayımlamadığını açıklasa da, bu söylenti gerginliği tırmandırdı.
Cuma namazından Madımak’a uzanan öfke seli
Şenliklerin ikinci gününde yani katliamın yaşanacağı 2 Temmuz 1993 tarihinde olaylar çığırından çıktı. Cuma namazından sonra yaklaşık 16 bin kişi, Hükümet Konağı’na yürüyerek taşlı saldırılarda bulundu.
Kalabalık, ‘’Şeytan Aziz’’ ve ‘’Sivas Aziz’e mezar olacak’’ sloganlarıyla Madımak Oteli’ne yönelirken göstericiler otelin önündeki araçları ateşe verdi.
Sonrasında ise öfkeli kalabalığın hedefi otelin perdeleri oldu.
Otelde bulunan aydınlar ise çaresizce kendilerini savunmaya, Metin Altıok, Uğur Kaynar ve Behçet Aysan gibi isimler süpürgelerle direnmeye çalışsa da, facia kaçınılmazdı.
Alevler içinde yitip giden hayatlar
Madımak Oteli’nde kalabalığın verdiği ateşin arasında kalan 35 kişi, yanarak ya da boğularak hayatını kaybetti. Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin gibi değerli sanatçı ve aydınların da aralarında yer aldığı kayıplar, Türkiye’nin tamamının yüreğine de ateş düşürdü. Olaydan sağ olarak kurtulan Aziz Nesin ise güvenlik güçleri sayesinde linç edilmekten son anda kurtarıldı.
Otelin ateşe verilmeden saatler önce çekilen fotoğraflar, benzin bidonları ve molotof kokteylleriyle olayın planlı olduğunu ortaya koydu.
Zamanın kapatamadığı yaralar oluştu
Korkunç katliam sonrasında 35 kişi gözaltına alınırken günler geçtikçe bu sayı 190’a kadar geldi. 124 kişi hakkında “laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma” suçlamasıyla açılan davanın sonucunda 22 sanık hakkında 15 yıl, 3 sanık hakkında 10 yıl, 54 sanık hakkında 3 yıl, 6 sanık hakkında ise 2 yıl hapis cezası kararı verildi. 37 sanığın ise serbest bırakılmasına hükmedildi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, katliamın “Cumhuriyete, laikliğe ve demokrasiye yönelik” olduğunu belirterek kararı bozdu. 28 Kasım 1997’de 33 sanık idama, 14 sanık 15 yıl hapse mahkûm edildi. Ancak idam cezaları, 2002’de kaldırılınca müebbet hapse çevrildi. Firari sanıklardan Sivas Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak ve diğer 8 kişi yakalanamadı. 13 Mart 2012’de ise firarilerle ilgili dava zaman aşımından düştü, bu durum büyük tepki çekti.
2010 yılında kamulaştırıldı
Yaşanan faciadan 23 yıl sonra yani 2010 yılında Madımak Oteli’nin kamulaştırılması kararı alındı. Bilim ve Kültür Merkezi haline getirilen otelin müze yapılması talebi ise karşılık bulmadı. Katliamda hayatını kaybeden 35 kişinin dışında oteli ateşe verirken ölen 2 kişinin de adlarının yer alması büyük tartışma yarattı. Konuyla ilgili konuşan dönemin Sivas Valisi Ali Kolat, “İnsan merkezli baktık, ayrım yapmadık” diyerek bu kararı savundu.
2025 yılında, Sivas Katliamı’nın acısı hâlâ yüreklerde. Sosyal medyada #unutMADIMAKlımda etiketiyle anılan bu trajedi, adalet arayışının ve toplumsal belleğin sembolü olmaya devam ediyor. 35 canın anısı, unutulmadı ve unutulmayacak.