TBMM Adalet Komisyonu, kamuoyunda 11. Yargı Paketi olarak bilinen “Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini” kabul ederek yasama sürecinde yeni bir aşamaya geçti. Teklif; İcra ve İflas Kanunu’ndan Avukatlık Kanunu’na, Kamu İhale Kanunu’ndan Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’na, ceza infaz rejiminden internet yayınları, elektronik haberleşme, bilişim suçları ve esnaf tarifelerine kadar pek çok alanda köklü değişiklikler içeriyor.

İcra ve İflas Kanunu’nda ihalenin feshi ve bağışlamalara yeni kurallar

Teklifle, İcra ve İflas Kanunu’nda önemli değişiklikler yapılıyor. Nispi harç ve teminat yatırma yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin ihalenin feshini talep etmesi halinde, mahkeme bu talebi dosya üzerinden ve kesin olarak reddedecek.

Teminatın veya yatırılması gereken harcın hiç ya da eksik yatırılması suretiyle ihalenin feshinin talep edilmesi durumunda ise mahkeme, tebliğ edeceği muhtırada iki haftalık kesin süre vererek teminatın veya harcın tamamlanmasını isteyecek. Bu süre içinde eksiklik giderilmezse ihalenin feshi talebi derhal ve dosya üzerinden kesin olarak reddedilecek.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda yapılan düzenleme uyarınca; alışılmış hediyeler dışında, geçici veya kesin aciz belgesinin ya da aciz belgesi niteliğinde haciz tutanağının düzenlendiği yahut iflasın açıldığı tarihten önceki 1 yıl içinde yapılan tüm bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar iptale tabi olacak.

Alt soy ve üst soy, üçüncü derece dahil kan hısımları, son 1 yıl içinde evlilik birliği sona ermiş olsa bile eş, üçüncü derece dahil kayın hısımları, evlat edinenle evlatlık ve ortak konutta yaşayan kişiler arasında yapılan tasarruflar; bu tasarrufların gerçek değere uygun ivazlı olduğu ispatlanmadıkça bağışlama sayılacak.

Aksi ispatlanmadıkça, sözleşmenin yapıldığı sırada borçlunun, kendi verdiği şeyin gerçek değeri karşısında ivaz olarak çok düşük bir bedel kabul ettiği sözleşmeler ile borçlunun kendisine veya üçüncü bir kişi yararına ömür boyu gelir sözleşmesi ya da intifa hakkı tesis ettiği sözleşmeler ve ölünceye kadar bakma sözleşmeleri de uygun karşılık sağlandığı kanıtlanmadıkça bağışlama niteliğinde sayılacak.

Ayrıca Kanun’un “İstinaf yoluna başvurma ve incelenmesi” ile “Temyiz yoluna başvurma ve incelenmesi” başlıklı hükümlerindeki parasal sınırların uygulanmasında, şikayet başvurusunun yapıldığı veya davanın açıldığı tarihteki miktar esas alınacak.

Avukatlık Kanunu’nda disiplin cezaları sil baştan düzenleniyor

Teklifle Avukatlık Kanunu’nda da kapsamlı değişiklikler öngörülüyor. Avukatların, avukatlık faaliyetleri veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden kaynaklanan ya da görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle haklarında son soruşturma açılmasına karar verilirse, bu durum ve yargılama aşamalarında verilen nihai kararlar avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirilecek.

Avukatlık onur ve unvanına, savunma hakkının kutsallığının gerektirdiği saygı ve güvene ya da özen ve doğruluk yükümlülüklerine aykırı hal ve hareketlerin tespit edilmesi halinde, ihlalin niteliği ve eylemin ağırlığına göre Avukatlık Kanunu’nda sayılan disiplin cezalarından biri uygulanacak.

Anayasa Mahkemesi kararı çerçevesinde disiplin cezaları yeniden düzenleniyor. Avukatlar hakkında verilebilecek disiplin yaptırımları “uyarma”, “kınama”, “para cezası”, “işten çıkarma” ve “meslekten çıkarma” olarak sıralanıyor; hangi durumda hangi cezanın verileceği ayrıntılı şekilde belirleniyor.

Herhangi bir disiplin cezası alan avukat, bu cezanın kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde tekrar disiplin cezası gerektiren bir fiil işlerse, yeni fiil için öngörülen cezanın bir derece ağır olanı uygulanacak. İlk defa verilen uyarma cezasının kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içinde işten çıkarma cezası gerektiren bir fiil işlenmesi halinde ise meslekten çıkarma yerine işten çıkarma cezasının üst sınırı uygulanacak.

Meslekten çıkarma, tekerrür durumunda genişletiliyor

Bir kez işten çıkarma cezası alan avukat, bu cezanın kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içinde en az kınama cezası gerektiren bir fiil işlerse meslekten çıkarılacak.

Meslekten çıkarma cezasını gerektiren haller hariç olmak üzere, ilk defa disiplin cezası verilmesini gerektiren bir fiil işleyen avukata, verilecek disiplin cezasından bir derece daha hafif olanının uygulanabilmesine imkan tanınıyor. Bu hüküm, hakkında verilen disiplin cezasının kesinleşmesinden itibaren 5 yıl geçmiş olanlar için de geçerli olacak.

Avukatlara verilecek disiplin cezaları ve bu cezalara sebep olan eylemler ayrıntılı olarak belirlendiğinden, Avukatlık Kanunu’nda yer alan bazı mevcut disiplin düzenlemeleri yürürlükten kaldırılıyor.

Baro Disiplin Kurulu tarafından kovuşturma sonucunun beklenmesine karar verilmesi halinde, kesinleşen mahkeme kararının ilgili baroya bildirilmesinden itibaren 1 yıl içinde disiplin cezası verilmemişse ceza verme yetkisi zaman aşımına uğrayacak. Disiplin soruşturması veya kovuşturması sonucunda tesis edilen idari işleme karşı dava açılması halinde zaman aşımı süresi kesilecek.

Mahkemenin idari işlemin iptaline ilişkin kararının ilgili baro veya Türkiye Barolar Birliğine bildirilmesinden itibaren en geç 2 yıl içinde yeniden yapılacak soruşturma veya kovuşturma sonucuna göre karar verilecek; bu 2 yıllık süre geçtikten sonra disiplin cezası verilemeyecek.

Meslekten çıkarma dışında disiplin cezası alan avukatlar; uyarma, kınama, para ve işten çıkarma cezalarının uygulanmasından itibaren 5 yıl geçtikten sonra disiplin kuruluna başvurarak bu cezaların sicillerinden silinmesini isteyebilecek. Tekerrür nedeniyle verilen işten çıkarma cezaları bu hükmün dışında kalacak.

Kamu İhale Kanunu’nda başvuru bedelleri ve doğal afet iadesi

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının doğuracağı hukuki boşluğu doldurmak amacıyla Kamu İhale Kanunu’nda da değişiklik yapılıyor. Kamu İhale Kurumu’nun gelirlerine ilişkin hükme göre; itirazen şikayet başvuru bedelinin, başvuruda ileri sürülen iddialar dikkate alınarak tespit edilen haklılık oranına karşılık gelen kısmının Kurul kararıyla başvuru sahibine iade edilmesine karar verilebilecek.

Ancak başvurunun reddine ya da eşit muamele ilkesi yönünden yapılan inceleme sonunda ihalenin iptaline veya düzeltici işlem belirlenmesine karar verilmesi halinde başvuru bedeli iade edilmeyecek. Başvuru dilekçesinde aynı iddia altında birden fazla hususa yer verilmişse, bu hususlar Kurum tarafından ayrı birer iddia olarak değerlendirilecek.

Kurul kararının başvuru sahibine bildirimini izleyen 30 gün içinde Kuruma yapılacak yazılı talep üzerine, başvuru bedelinin iade edilmesine karar verilirse Kurum bu iade işlemini talep tarihini takip eden 30 gün içinde gerçekleştirecek ve bu bedel için faiz işlemeyecek.

İtirazen şikayet üzerine alınan Kurul kararları sonucunda açılan davalar veya Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun “Mücbir sebepler” maddesi uyarınca sözleşmenin feshedilmesi halinde, “doğal afetler” hükmü kapsamında tahsil edilen bedelin, ilk sözleşme bedelinin tamamlanmayan oranına karşılık gelen kısmı yükleniciye iade edilebilecek.

Yüklenicinin, fesih ve tasfiye işlemlerinin tamamlandığının kendisine bildirilmesini izleyen 30 gün içinde idareye iade talebiyle başvurması gerekecek. İdare, 30 gün içinde gerekli bilgi ve belgeleri Kuruma iletecek; Kurum da kayıtlarına giriş tarihini izleyen 30 gün içinde iade işlemini gerçekleştirecek. Bu bedel için de faiz uygulanmayacak. İlgili hükmün 26 Aralık 2025’te yürürlüğe girmesi öngörülüyor.

Dolandırıcılık davalarında görev karmaşasına son

Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen “dolandırıcılık” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarına ilişkin yargılamaların farklı mahkemelerde yürütülmesinden kaynaklanan görev uyuşmazlıklarının önüne geçilmesi hedefleniyor.

Buna göre, “dolandırıcılık” suçunun yargılaması asliye ceza mahkemelerinde yapılacak. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte ağır ceza mahkemelerinde görülmekte olan veya istinaf ya da temyiz incelemesinde bulunan “nitelikli dolandırıcılık” dosyalarında ise, bu Kanunla mahkemenin görevinin değiştiği gerekçesiyle görevsizlik veya bozma kararı verilemeyecek ve davalara kesin hükme kadar eski görev kurallarına göre bakılmaya devam edilecek.

TCK’da akıl hastalığı, hakaret, taksirle yaralama ve güveni kötüye kullanma

Türk Ceza Kanunu’nun “Akıl hastalığı” hükmünde yapılan değişiklikle, cezai sorumluluğu kabul edilen kısmi akıl hastaları bakımından hem verilen cezanın infazı hem de akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanması amaçlanıyor. Bu kişiler hakkında ayrıca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunacak.

Akıl hastalarının tedavi ve koruma amacıyla sağlık kuruluşunda geçirecekleri süre, ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis gerektiren suçlarda en az 1 yıl, üst sınırı 10 yıldan fazla hapis cezası öngörülen suçlarda ise en az 6 ay olacak.

Anayasa Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenen “hakaret” suçu “ön ödeme” kapsamına alınıyor. Böylece özellikle sosyal medya üzerinden kolaylıkla işlenebilen bu suça karşı ön ödeme hükümlerinin uygulanması hedefleniyor. Kamu görevlisinin yürüttüğü görev nedeniyle kendisine karşı işlenen hakaret suçunda ise bu hüküm uygulanmayacak ve genel hükümlere göre kamu davası açılabilecek.

Taksirle yaralamaya ilişkin hapis cezalarının sınırları da yükseltiliyor. Buna göre, taksirle bir kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına sebep olan fiillerde hapis cezasının alt sınırı 3 aydan 4 aya, üst sınırı ise 1 yıldan 2 yıla çıkarılıyor. Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına yol açması halinde ise alt sınır 6 aydan 9 aya, üst sınır 3 yıldan 5 yıla yükseltilecek.

“Güveni kötüye kullanma” suçunun konusunun motorlu kara, deniz veya hava taşıtı olması, nitelikli hal olarak düzenleniyor ve bu durumda verilecek ceza bir kat artırılacak. Ayrıca bu nitelikli hal uzlaştırma kapsamı dışında tutulacak.

Kurusıkı silahlara ve genel güvenliği tehlikeye sokan eylemlere ağır yaptırımlar

Kamuoyunda “kurusıkı” olarak bilinen ses ve gaz fişeği atabilen silahlar, “Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması” suçu kapsamına dahil ediliyor. Böylece bu silahların kontrolsüz kullanımının önüne geçilmesi hedefleniyor.

Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak şekilde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratacak tarzda yangın çıkaran, bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan, silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan kişiye verilecek hapis cezasının alt sınırı 6 aydan 1 yıla, üst sınırı 3 yıldan 5 yıla çıkarılıyor. Suçun ses ve gaz fişeği atabilen silahla ateş edilerek işlenmesi halinde ise 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.

Bu suçun kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi, nitelikli hal olarak düzenleniyor ve verilecek ceza yarı oranında artırılacak. Söz konusu suç, seri muhakeme usulü kapsamı dışına da çıkarılıyor.

Suç örgütü kurma, ulaşım araçlarını engelleme ve el koyma düzenlemeleri

Teklifle, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçuna ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırları artırılıyor. Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuran veya yönetenler hakkında, örgütün yapısı, üye sayısı ve araç-gereç imkanları amaç suçları işlemeye elverişli ise verilecek hapis cezasının alt sınırı 4 yıldan 5 yıla, üst sınırı 8 yıldan 10 yıla çıkacak.

Suç işlemek amacıyla örgüte üye olanlar için öngörülen hapis cezasının üst sınırı 4 yıldan 5 yıla yükseltiliyor. Örgütün silahlı olması halinde verilecek ceza “dörtte birinden yarısına kadar” yerine “yarısı oranında” artırılacak. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda çocukların araç olarak kullanılması halinde örgüt yöneticilerine verilecek ceza, ilgili hükme göre yarısından bir katına kadar artırılacak.

Öte yandan, ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulmasına ek olarak, bu araçların hareketinin engellenmesi de suç kapsamına alınıyor ve cezalar artırılıyor.

Buna göre; hukuka aykırı bir davranışla kara ulaşım aracının hareket etmesini engelleyen veya aracı hareket halindeyken durduran kişi 1 yıldan 3 yıla kadar, aracı gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişi ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Suçun konusunun deniz veya demiryolu ulaşım aracı olması halinde ceza 3 yıldan 7 yıla kadar hapis olacak.

Hava ulaşım aracının hareket etmesinin hukuka aykırı şekilde engellenmesi halinde 5 yıldan 10 yıla kadar, aracın gitmekte olduğu yerden başka yere götürülmesi halinde ise 7 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Bu suçların işlenmesi amacıyla veya sırasında başka suç işlenmesi halinde, o suçtan dolayı ayrıca ceza verilecek.

Bilişim suçlarında kullanılan banka hesaplarına askıya alma ve el koyma

Ceza Muhakemesi Kanunu’na, bilişim suçları üzerinden elde edilen menfaatin bulunduğu hesapların askıya alınması ve el koymaya ilişkin yeni bir hüküm ekleniyor.

Türk Ceza Kanunu’nda yer alan nitelikli hırsızlık, nitelikli dolandırıcılık ile banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarının işlendiğine dair makul şüphe bulunması halinde; banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı nezdinde ya da bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu suçta kullanılan her türlü hesap, ilgili mali kurum tarafından 48 saate kadar askıya alınabilecek.

Askıya alma işlemi ve hesap hareketleri, ilgili kurum tarafından tüm bilgi ve belgelerle birlikte derhal cumhuriyet başsavcılığına bildirilecek ve işlem hesap sahibine de tebliğ edilecek. Hesap sahibi, askıya alma işleminin kaldırılması için cumhuriyet başsavcılığına başvurabilecek; savcı başvuru hakkında 24 saat içinde karar verecek.

Askıya alma süresi dolmadan suça konu menfaatin başka bir mali kuruma transfer edildiğinin tespiti halinde, bu durum ilgili mali kuruma gecikmeksizin bildirilecek.

Mali kurum tarafından resen veya cumhuriyet savcısının yazılı emriyle askıya alınan hesapta bulunan suça konu menfaate, hakim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcının yazılı emriyle, askıya alma süresi içinde el konulabilecek. Hakim kararı olmaksızın yapılan el koyma, 24 saat içinde hakimin onayına sunulacak; hakim 48 saat içinde karar vermezse el koyma kendiliğinden kalkacak. Bu hükme göre el koyma işlemi için ayrıca rapor alma şartı aranmayacak.

El konulan menfaatin suçtan zarar gören mağdura ait olduğu anlaşılırsa, soruşturma veya kovuşturma aşamasında sahibine iade yapılacak. Askıya alma kararını veren gerçek ve tüzel kişiler bu işlem nedeniyle hukuki sorumlulukla karşılaşmayacak.

Soruşturma veya kovuşturma kapsamında savcı, hakim veya mahkeme tarafından banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı ya da kripto varlık hizmet sağlayıcısından istenen bilgi ve belgelerin 10 gün içinde fiziki veya elektronik ortamda gönderilmesi zorunlu olacak. Bu yükümlülüğe uyulmaması veya eksik bilgi-belge gönderilmesi halinde ilgili mali kuruma 50 bin liradan 300 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.

Hakaret, uzlaştırma, ön ödeme ve BAM’ın bozma yetkisi

Türk Ceza Kanunu’ndaki değişiklikle, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi nitelikli hal sayılıyor ve bu suç seri muhakeme usulü kapsamının dışına çıkarılıyor.

Aynı Kanun’a eklenen hükümle, güveni kötüye kullanma suçunun konusunun motorlu kara, deniz veya hava taşıtı olması, cezayı ağırlaştırıcı neden olarak düzenleniyor; bu nitelikli hal uzlaştırma kapsamından çıkarılıyor.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan hakaret suçu bakımından uzlaştırma yoluna gidilemeyecek.

Ön ödeme kapsamına giren bir suç ile uzlaştırma kapsamına giren bir suç aynı mağdura karşı birlikte işlenmişse, uzlaştırma kapsamındaki suç yönünden uzlaşma hükümleri uygulanacak.

Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki düzenlemeyle, bölge adliye mahkemelerinin bozma yetkisinin kapsamı genişletiliyor. Buna göre, ilk derece mahkemesi kararlarında hukuka aykırılık tespit edilmesi halinde de bölge adliye mahkemesi ceza daireleri bozma kararı verebilecek.

CMK’ya eklenen hükümle, uzlaşmanın sağlandığı hakaret suçuna ilişkin dosyalar; bu suçun uzlaştırma kapsamından çıkarıldığı gerekçesiyle ön ödeme kapsamında değerlendirilemeyecek ve uzlaştırmaya ilişkin hükümlere göre sonuçlandırılacak. Soruşturma veya kovuşturma aşamasında olup hükmün yürürlüğe girdiği tarihte uzlaşma sağlanmamış hakaret dosyalarında ise ön ödeme hükümleri uygulanacak.

Kovid-19 infaz düzenlemesinin kapsamı genişliyor, bazı suçlara tahliye yok

Kamuoyunda “Kovid-19 düzenlemesi” olarak bilinen, kapalı cezaevinden açık cezaevine, açık cezaevinden de denetimli serbestliğe daha erken ayrılmayı öngören düzenlemenin kapsamı genişletiliyor. Yeni düzenlemeyle, 31 Temmuz 2023 öncesinde suç işleyenler de bu kapsama dahil edilecek.

Terör ve örgütlü suçlar ile alt soy ve üst soya, kardeşe, eşe, boşanılan eşe, kadına, çocuklara, bedensel veya ruhsal bakımdan kendisini savunamayacak kişilere yönelik kasten öldürme, cinsel saldırı ve çocuğun cinsel istismarı suçları bu düzenlemenin dışında tutulacak.

31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenen suçlar nedeniyle kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerden; toplam hapis cezası 10 yıldan az olanların 1 ayını, 10 yıl ve daha fazla olanların 3 ayını bu kurumlardan çekmiş olması ve ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına 3 yıl veya daha az süre kalması şartıyla, bu hükümlüler açık cezaevine ayrılabilecek.

Bu hükümlüler ve 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler; talepleri halinde, en az 3 ay açık cezaevinde kalmış olmak koşuluyla cezalarının denetimli serbestlik tedbiri altında infazı uygulamasından 3 yıl erken yararlanabilecek. Yeni düzenleme çerçevesinde uyum düzenlemesi de yapılacak.

Esnafın fiyat tarifesine komisyonlu yeni model

Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nda yapılan değişiklikle, Kanuna tabi esnaf ve sanatkarlarca üretilen mal ve hizmetlerin fiyat tarifeleri, bağlı bulundukları odalar tarafından hazırlanacak. Bu tarifeler, odanın mensubu olduğu Birlik yönetim kuruluna sunulacak; Birlik 30 gün içinde tarife talebini onaylayacak veya reddedecek.

Ticaret Bakanlığı’nın görüşüne tabi fiyat tarifelerinde, 30 günlük süre Bakanlığa görüş talebinin iletildiği gün duracak; görüşün Birliğe iletilmesinden itibaren kaldığı yerden işleyecek. Onaylanan tarifeler, mülki amirlik, belediye ve ilgili odaya 7 gün içinde bildirilecek ve itiraz olmaması halinde 15 gün sonra yürürlüğe girecek. Tarifeler uygulanabilecek azami fiyatları gösterecek.

Belediyeler veya o yerin en büyük mülki amiri tarafından itiraz edilen ya da Ticaret Bakanlığı’nın görüşüne tabi olan tarifelerden Bakanlığın olumsuz görüş bildirdiği durumlarda, 15 gün içinde oluşturulacak uzlaşma komisyonu nihai kararı verecek.

Komisyon; o yerin mülki amiri veya görevlendireceği yardımcının başkanlığında, ticaret il müdürlüğü, defterdarlık, belediye, ilgili kamu kurumu, ticaret ve sanayi veya ticaret odası ile esnaf ve sanatkarlar odaları birliği temsilcilerinden oluşacak. İlgili kamu kurumu temsilcisi, talep edilen tarifenin konusu dikkate alınarak komisyon başkanı tarafından belirlenecek. Komisyon kararlarını salt çoğunlukla alacak; değerlendirmede mevcut maliyetler, ortalama kar marjları ve Orta Vadeli Program’daki enflasyon hedeflerini dikkate alacak.

Ticaret Bakanlığı’nın görüşüne tabi fiyat tarifeleri ve komisyon değerlendirme sürecine ilişkin usul ve esaslar, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.

Genel sağlık sigortası prim borçlarına af

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na eklenen geçici hükümle, 1 Ocak 2016 tarihinden önceye ait olup ödenmemiş genel sağlık sigortası primleri ile bu primlere ilişkin gecikme cezası, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecek.

Bu süreler için daha önce ödenmiş olan primler ise iade veya mahsup edilmeyecek.

İnternet yayınları, kişilik hakları ve bant daraltma kararlarında yeni çerçeve

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da, Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda tanımlar ve koruma mekanizmaları yeniden düzenleniyor.

Buna göre, yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler, içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi amacıyla sulh ceza hakimliğine başvurabilecek.

Sulh ceza hakimi, ayrıntılı inceleme gerektirmeyen ve ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği durumlarda 24 saat içinde içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verebilecek. Başvuranın talebi halinde, yine bu tür açık ihlallerde, başvuranın adının ihlale konu internet adresleriyle ilişkilendirilmemesine de karar verilebilecek ve kararda bildirim yapılacak arama motorları belirtilecek.

İhlalin ilk bakışta anlaşılamadığı, detaylı inceleme gerektiren başvurular ise reddedilecek. Sulh ceza hakimi sadece ihlalin gerçekleştiği yayınla sınırlı karar verecek; kural olarak internet sitesinin tümüne erişimin engellenmesine hükmedilemeyecek. Ancak URL bazlı erişim engeliyle ihlalin önlenemeyeceği kanaatine varılırsa veya içeriğin çıkarılması kararına uyulmazsa, gerekçesi açıkça belirtilmek suretiyle sitenin tamamına erişim engeli kararı alınabilecek.

Sulh ceza hakiminin kararı, Erişim Sağlayıcıları Birliğine gönderilecek; Birlik de kararı erişim sağlayıcılara ve ilgili içerik veya yer sağlayıcılara iletecek. Bildirim üzerine kararın gereği derhal ve en geç 4 saat içinde yerine getirilecek.

Aynı ihlale ilişkin yayının başka internet adreslerinde de yer alması halinde, ilgili kişi Erişim Sağlayıcıları Birliğine başvurarak kararın bu adresler için de uygulanmasını talep edebilecek. Talebin kabul edilmesi durumunda karar yeni adresler için de geçerli olacak; kabul edilmezse başvuru sahibi kararı veren hakimliğe itiraz edebilecek. İnternet sitesinin tümüne yönelik erişim engeli kararlarında bu hüküm uygulanmayacak.

Erişimin engellenmesine konu içeriğin çıkarılması halinde hakim kararı kendiliğinden hükümsüz hale gelecek. Sitenin tümüne ilişkin erişim engeli kararı söz konusuysa, içeriğin çıkarılmasından sonra ilgilinin talebi üzerine sulh ceza hakimi erişim engeli kararını kaldıracak.

Kararları uygulamayan sağlayıcılara ağır para cezası ve bant daraltma

Sulh ceza hakimliklerince verilen kararlara karşı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre itiraz yolu açık olacak ve hakim ya da itiraz merci, gerekli görürse tarafları dinleyebilecek.

Verilen kararların gereğini yerine getirmeyen erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcıların sorumluları, 1000 günden 5 bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacak.

Türkiye’den günlük erişimi 10 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcının, içeriğin çıkarılması kararını yerine getirmemesi halinde, ilgili kişinin başvurusu üzerine Erişim Sağlayıcıları Birliği sağlayıcıya yeniden bildirimde bulunacak.

Bildirime rağmen kararın gereği 24 saat içinde yerine getirilmezse, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde 50 oranında daraltılması için sulh ceza hakimliğine başvurulabilecek. Bu kararın uygulanmasından itibaren 30 gün içinde içeriğin hâlâ kaldırılmaması durumunda, bant genişliğinin yüzde 90 oranına kadar daraltılmasına karar verilmesi talep edilebilecek. Hakim, ikinci aşamada yüzde 50’den düşük olmamak koşuluyla farklı bir oran da belirleyebilecek.

Hakim kararları, erişim sağlayıcılara iletilmek üzere Erişim Sağlayıcıları Birliğine gönderilecek ve kararlar bildirimden itibaren en geç 4 saat içinde uygulanacak. İçeriğin çıkarılması kararına uyulması halinde, ilgilinin talebi üzerine sulh ceza hakimi bant daraltma kararını kaldıracak.

Elektronik Haberleşme Kanunu’nda kimlik doğrulama, abonelik ve hat sınırı

Teklifle Elektronik Haberleşme Kanunu’nda da kapsamlı değişikliklere gidiliyor. Buna göre, işletmeci; ilgili kanunlarda resmi kimlik belgesi sayılıyor olsa bile, elektronik kimlik doğrulama kabiliyeti olmayan belgelerle abonelik kaydı yapamayacak.

Abonelik kaydı için kişinin kimliği; kimlik belgesi ve yüz veya parmak izi özetine ilişkin biyometrik veriler ya da kimlik doğrulayıcı şifre yoluyla teyit edilecek.

Abonelik kaydı yapılan kişinin elektronik kimlik doğrulama kabiliyetine sahip belgeye sahip olmaması halinde izlenecek usuller de belirleniyor. Buna göre, abonelik kaydı yapılan yabancı kişinin kimliği, yüz veya parmak izi biyometrik verileri üzerinden Göç İdaresi Başkanlığı aracılığıyla, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu vasıtasıyla teyit edilecek. Teyidin uzaktan yapılması halinde, abonelik kaydı işlemini yapan mobil elektronik haberleşme işletmecisi, kişinin konum verisini de BTK aracılığıyla Göç İdaresi Başkanlığına iletecek.

Diplomasi ve konsolosluk mensupları ile aileleri, uluslararası kuruluş temsilciliklerinde çalışan ve statüleri anlaşmalarla belirlenen kişiler ve aileleri için ise, Dışişleri Bakanlığının kişinin yabancı misyon veya temsilcilik mensubu olduğunu teyit etmesi halinde bu şartlar aranmaksızın abonelik kaydı yapılabilecek.

Geçici kimlik belgesi bulunan vatandaşların yüz veya parmak izi özetine ilişkin biyometrik verileri alınacak.

İşletmeci, 3 ayda bir tüm abonelerin ölüm veya tüzel kişiliğin sona ermesi gibi nedenlerle aktif olup olmadığını ilgili resmi makamlardan teyit edecek. Teyidi yapılamayan abonelere ait hatların elektronik haberleşme şebekesiyle bağlantısı kesilecek.

İşletmeci, gerçek veya tüzel bir kişi adına açılabilecek hat sayısına ilişkin BTK tarafından belirlenen sınırın üzerinde abonelik kaydı yapamayacak. BTK’nın belirlediği usul ve süreleri ihlal ederek, belirlenen sayıdan fazla abone numarası kullandığı tespit edilen cihazlara da hizmet verilemeyecek. Yabancı uyruklu gerçek kişilere ait mobil haberleşme hatlarının tahsisi ve kullanımına ilişkin usul ve esaslar BTK tarafından belirlenecek.

BTK’dan 1000 liradan 1 milyon liraya kadar idari para cezası

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, işletmecinin faaliyete yeni başlaması veya ilgili takvim yılı net satışlarının henüz belli olmaması gibi hallerde; ihlalin niteliği, ihlalden ekonomik kazanç elde edilip edilmediği, iyi niyet ve gönüllü bildirim gibi kriterleri de dikkate alarak 1000 liradan 1 milyon liraya kadar idari para cezası ve Kanun’da öngörülen diğer yaptırımları uygulayabilecek. İdari para cezası alt sınırının altında ceza verilemeyecek.

Kanun’un “Abonelik sözleşmeleri” hükmünde; abonelik kayıtlarının yapılmasına, hat sayısı sınırlamasına, periyodik olarak abonelerin ölüm veya sınır dışı edilme gibi hallerle aktifliğinin kontrol edilmesine ve aynı telefonda kullanılabilecek hat sayısına sınırlama getirilmesine ilişkin düzenlemelere uyulmaması halinde, her hat veya cihaz başına idari para cezası uygulanacağı hükme bağlanıyor.

İşletmecinin tüketicilerden haksız ücret tahsil ettiğinin tespiti halinde, idari yaptırımlar saklı kalmak üzere, işletmeci bu tutarları tahsil tarihinden iade tarihine kadar hesaplanacak miktarla birlikte Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tüketicilere iade etmek zorunda olacak.

Nitelikli hırsızlık, dolandırıcılık, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarında kullanıldığı belirlenen mobil haberleşme hatlarının bağlantısı, soruşturma çerçevesinde hakim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcının yazılı emriyle işletmeci tarafından kesilecek.

Hakim kararı olmaksızın yapılan bağlantı kesme işlemi 24 saat içinde hakimin onayına sunulacak; hakim 48 saat içinde kararını açıklamazsa bağlantı kesme tedbiri kendiliğinden kalkacak. Bu karara veya yazılı emre rağmen ilgili hattın bağlantısını kesmeyen işletmeciye 50 bin liradan 300 bin liraya kadar idari para cezası verilecek.

Soruşturma veya kovuşturma kapsamında savcı, hakim veya mahkeme tarafından işletmecilerden istenen bilgi ve belgelerin 10 gün içinde fiziki veya elektronik ortamda gönderilmesi zorunlu olacak. Bu yükümlülüğe uyulmaması veya eksik bilgi-belge gönderilmesi halinde işletmeciye 50 bin liradan 300 bin liraya kadar idari para cezası uygulanacak.

Abonelik kayıtlarının güncellenmesi ve yabancıların mobil hatları

Elektronik Haberleşme Kanunu’na eklenen “Abonelik kayıtlarının güncellenmesi” hükmüne göre; yabancı uyruklu gerçek kişiler, hükmün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde abonelik kayıtlarını güncellemek üzere ilgili işletmeciye başvurmak zorunda olacak. BTK bu süreyi 6 ay daha uzatabilecek.

Başvurular üzerine işletmeciler abonelik kayıtlarını yeni düzenlemelere uygun hale getirecek. Belirlenen süre içinde işletmeciye başvurmayan veya kimliği teyit edilemeyen yabancı uyruklu kişilere ait mobil hatların elektronik haberleşme şebekesiyle bağlantısı, başvuru süresinin bitiminden itibaren 1 ay içinde işletmeci tarafından kesilecek.

Adına BTK’nın belirlediği sayıdan fazla abonelik kaydı bulunan gerçek veya tüzel kişilere, fazla olan hatlarını kapatmaları veya devretmeleri için belirleme tarihinden itibaren 6 ay süre tanınacak; bu süre 6 ay daha uzatılabilecek. Yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin fazla hatlarının bağlantısı, en eski abonelikler korunmak suretiyle işletmeci tarafından kesilecek.

Bu hükümler kapsamındaki yükümlülükleri yerine getirmeyen mobil haberleşme işletmecilerine, her bir mobil hat aboneliği başına BTK tarafından 20 bin lira idari para cezası uygulanacak.

Ödeme hizmetleri ve elektronik para sözleşmelerinde kimlik doğrulama şartı

Teklifle, Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’da da değişiklik yapılıyor.

Buna göre; çerçeve sözleşmeler yazılı şekilde, uzaktan iletişim araçlarıyla mesafeli olarak veya mesafeli olsun olmasın bankanın yazılı şeklin yerine geçebileceğini belirlediği ve bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden kurulabilecek. Bu süreçte müşteri kimliğinin biyometrik yöntemlerle veya elektronik kimlik doğrulama kabiliyetine sahip kimlik belgeleriyle doğrulanmasına imkan verecek yöntemler kullanılacak.