Mart 2011’de, İsrail’in New York’taki konsolosluğu, ABD’ye halkla ilişkiler gezisi için gelen bir grup İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) askerine ana akım medya kapılarını açacak bir mekanizma arıyordu. Bu noktada, İsrailli-Amerikalı oyuncu Noa Tishby’nin öncülük ettiği yeni bir yapılanma olan Act For Israel devreye girdi. Daha önce kamuoyuna yansımamış bir belge ve sızdırılan e-postalar, bu grubun Amerikan medyasında “İsrail’in anlatısını” öne çıkarmak için bastırdığını ve bunu yaparken İsrail hükümetiyle yakın koordinasyon içinde çalıştığını gösteriyor. Uzmanlara göre bu tablo, ABD’de yabancı devletler adına yürütülen siyasi faaliyetlerin açıkça bildirilmesini zorunlu kılan FARA’nın ihlali anlamına gelebilir.

New York konsolosluğundan gelen talep ve Act For Israel’in devreye girişi

Responsible Statecraft'tan Connor Echols'un haberine göre sızdırılan belgelerden birinde, “2011 Mart ortasında New York Konsolosluğu yardımımızı talep etti” ifadesi yer alıyor. Aynı belgede Act For Israel, “ABD’nin en üst düzey blogları ve radyo programlarıyla” yedi röportaj organize ettiğini ve bu çalışmanın, özellikle ABD senatörleri ile Temsilciler Meclisi üyeleri tarafından en çok okunan blog olarak tanımladığı Red State üzerinden “İsrail’in anlatısını” öne çıkardığını vurguluyor.

Bu daha önce raporlanmamış kampanya, ABD’de yabancı devletler adına siyasi etki yaratmaya yönelik faaliyetlerin önceden bildirilmesini zorunlu kılan Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası (FARA) ile örtüşen bir profil çiziyor. Quincy Institute’ten FARA uzmanı Ben Freeman, durumu şöyle değerlendiriyor: “Bu, FARA kaydı gerektiren faaliyetlere neredeyse tartışmasız bir örnek.”

Sızıntı, İsrail yanlısı ağların şeffaflık kurallarını nasıl aştığını gösteriyor

Ortaya çıkan belgeler, bazı İsrail yanlısı aktivistlerin Amerikan siyasetindeki yabancı etkisini şeffaf kılmak için konulan kuralları nasıl by-pass ettiğine dair nadir bir içgörü sunuyor. Kamuoyuna açık yüzüyle Act For Israel, yalnızca ABD-İsrail ilişkilerini güçlendirmeyi savunan Amerikalılardan oluşan bir grup gibi görünüyordu.

Ancak sızdırılan e-postalar ve dokümanlar, örgütün temsilcilerinin ABD kamuoyunu şekillendirmeye çalışırken İsrail hükümetiyle kurdukları yakın ilişkiyi kapalı kapılar ardında övünçle anlattığını ortaya koyuyor. Örneğin, sızıntıda yer alan biyografik bir metinde Tishby’nin “İsrail’in hükümeti, büyükelçiliği ve konsolosluklarıyla yakın şekilde çalıştığı” belirtiliyor.

Sızdırılan belgelerin kaynağı ne?

Belgeler, eski IDF Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi’nin e-posta hesabından sızan yazışmalara dayanıyor. Aşkenazi, 2011 ortasında Act For Israel’e yönetim kurulu üyesi olarak katılmıştı. RS, pro-İran hacker grubu Handala tarafından sızdırılan bu e-postaların doğruluğunu bağımsız olarak teyit edemedi; ancak belgelerdeki pek çok ayrıntı, Act For Israel hakkında kamuya açık bilgilerle örtüşüyor. Hem Tishby hem de Aşkenazi, konuya ilişkin yorum taleplerine yanıt vermedi.

FARA uzmanı Freeman, yıllardır İsrail lehine yürütülen açıklanmamış faaliyetlerin sanılandan daha yaygın olabileceğinden şüphe ettiklerini hatırlatarak şunları söylüyor: “Altta yatan varsayım, İsrail’in bu kurallara uymak zorunda olmadığıydı. Şimdi bu sızıntıyla, bu şüphelerin doğru olduğunu görüyoruz.”

Joshua Trevino, Malezya krizi ve İsrail için yürüttüğü perde arkası çalışmalar

2011 yılı, muhafazakâr yorumcu Joshua Trevino açısından da zor bir dönemdi. Etkili blog Red State’i kurduktan birkaç yıl sonra, Malaysia Matters adlı yeni bir platform başlatmış ve bu blogu Malezya yetkilileri adına yürüttüğüne dair söylentilerle karşı karşıya kalmıştı.

Trevino, o dönemde Malezya adına gizli bir kampanya yürüttüğü iddialarını şiddetle reddetmiş ve “Yasanın içinde olduğuma eminim” demişti. Ancak iki yıl sonra geri adım atarak, geriye dönük biçimde Malezya adına çalışan bir yabancı ajan olarak FARA’ya kayıt olmayı kabul etti; buna rağmen FARA’dan habersiz olduğunu öne sürdü.

Sızdırılan e-postalar, Trevino’nun tek tartışmalı faaliyeti Malezya ile ilgili çalışması olmadığını gösteriyor. Belgeler, Trevino’nun Act For Israel adına — dolayısıyla İsrail hükümeti adına — da halkla ilişkiler faaliyetleri yürüttüğüne işaret ediyor.

Farklı dokümanlar, Trevino’nun 2010 sonlarından itibaren Act For Israel bünyesinde danışman ve “medya direktörü” sıfatıyla çalıştığını ortaya koyuyor. Bu rol, Red State de dâhil olmak üzere popüler Amerikan bloglarında İsrail yanlısı içeriklerin yayımlanmasını sağlama çabalarını da içeriyor görünse de, Trevino’nun bu iş karşılığında ödeme alıp almadığı belirsiz. Freeman’a göreyse, böyle bir durumda ücretli olup olmaması FARA kapsamını değiştirmiyor. Zaman aşımı süresi beş yıl olduğu için, haberde adı geçen hiç kimse Act For Israel dönemine ilişkin hukuki bir risk altında bulunmuyor.

Tamamen finanse edilen medya gezisi ve yazı şartı

Sızdırılan belgeler, Trevino’nun Act For Israel ile birlikte en az bir medya gezisini organize etmiş olabileceğini de gösteriyor. Trevino, Malezya adına yabancı ajan olmadığını savunduğu dönemde, “insanlara İsrail’e ücretli geziler de teklif ettiğini” anlatmıştı. Bu sözlerin, Act For Israel tarafından “İsrail Dışişleri Bakanlığı ile güçlü bir ortaklık” olarak tarif edilen, Act For Israel Media Fellowship adlı tamamen finanse edilen bir geziye atıf yaptığı düşünülüyor.

Geziyi farklı kılan ne?

Uluslararası basın gezileri yaygın bir uygulama olsa da bu gezinin öne çıkan farkı, katılımcılardan dönüşte “ulusal yayın organlarında en az 6 makale yayımlamaları” şartının aranmasıydı. Act For Israel, bu gezi sonucunda “saygın medya kuruluşlarında” toplam 48 makale yayımlandığını iddia ediyor. RS bu makaleleri tespit edemedi, ancak bazı blog yazılarına ulaştı.

Gezide kimler vardı?

2011 tarihli bu geziye katılanlar arasında blogger ve eski Senato adayı Chuck DeVore; deneme yazarı Claire Berlinski; Washington Examiner, NPR ve Daily Beast’te çalışmış olan Tim Mak; bugün Commentary dergisinde kıdemli editör olan Seth Mandel ve Federalist’in genel yayın yönetmeni Mollie Hemingway yer alıyordu. Gezi esnasında sağcı bir İsrail gazetesi, DeVore ve Berlinski ile röportaj yapmış; iki isim de çatışmaya dair uluslararası haberleri eleştirmiş ve yabancı muhabirleri İsrail anlatılarına daha fazla yer vermeye çağırmıştı.

Heyet kimlerle görüştü?

RS’in elde ettiği gezi programı, grubun üst düzey temaslarda bulunduğunu ortaya koyuyor. Heyet; Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon ve o dönem Başbakanlık Ofisi iletişim ekibi başkan yardımcısı olan Mark Regev ile görüştü, İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan “İran tehdidi” başlıklı bir brifing aldı ve bir IDF sözcüsü eşliğinde İsrail-Lübnan sınırını gezdi.

RS, katılımcıların yazı şartından haberdar olup olmadığını doğrulayamıyor. Ancak Freeman’a göre, bu şartı biliyor ve yerine getiriyor, ayrıca gezinin İsrail hükümetiyle bağının farkındalarsa, onların da yabancı ajan olarak kayıt olmaları gerekirdi.

Malezya operasyonu için de aynı zamanda hareket edilmiş

Aynı dönem, Trevino Malezya adına yürüttüğü faaliyetler kapsamında Mandel, Berlinski ve DeVore’a Malezya hakkında yazmaları için ödeme yapıyordu. Üç isim de ödemelerin Malezya hükümetinden geldiğini bilmediklerini belirtiyor.

Trevino’nun Act For Israel ile işbirliğini 2011 sonlarında sonlandırdığı anlaşılıyor. Bugün Texas Public Policy Foundation’da iç politika, America First Policy Institute’te ise Latin Amerika güvenlik politikaları üzerinde çalışıyor. Ne Trevino ne de söz konusu geziye katılan gazeteciler, yorum taleplerine yanıt verdi.

Bağış ağı, Dışişleri ile ortaklık

Act For Israel’in kurucusu Noa Tishby ve eş başkanı Sharone Levinson, bu süreçte ABD’deki İsrail yanlısı çevrelerden bağış toplamayı sürdürdü. Bağışçılara sunulan bir tanıtım dokümanında, “Act For Israel, Dışişleri Bakanlığı ile ortaklık içinde dijital kitlelere ulaşabilecek İsrail yanlısı ‘düşünce etkileyicileri’ ağını geliştirmeye devam edecek” ifadesi yer alıyordu. Grup özellikle, İsrail’in Gazze ablukasını kırmayı hedefleyen sivil “filo” girişimlerine karşı Amerikan kamuoyunu etkilemeye odaklanmıştı.

Şimon Peres’in mektubu

Bu faaliyetler, İsrail devletinin en üst düzeyinden de destek gördü. Sızıntıda yer alan 2011 tarihli bir mektupta dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Act For Israel’i “İsrail’e yönelik yeni tür bir gayrimeşrulaştırmaya karşı bir çözüm” olarak nitelendiriyor.

Peres, kamuoyuna açıklanmamış bu mektupta şöyle yazıyordu: “Dünya gençliğine hızlı ve aktif bir çağrıda bulunuyorsunuz. Bu şekilde İsrail Devleti tarafından yürütülen Halkla İlişkiler çalışmalarına büyük katkı sağlıyorsunuz.”

Dağılan yapı, kalan ağ: Tishby ve Davis’in bugün yürüttüğü kampanyalar

Act For Israel sonraki yıllarda dağılmış görünüyor; ancak örgütün bazı isimleri, Amerikalıların İsrail’e bakışını şekillendirmek için çalışmaya devam etti. Özellikle Noa Tishby, İsrailli rehinelerin geri getirilmesi için yürütülen kampanyalarda ve ABD’deki “sözde Filistin yanlısı hareketlere” karşı çıkışlarda öne çıkan etkili bir figür hâline geldi. İsrail’in popüler tarihini anlattığı kitabı Amazon’da hâlâ çok satanlar arasında yer alıyor. 2023’te New York Times’a konuşan, Tishby’nin yakın çalışma arkadaşı Yoav Davis, “O bu Yahudi neslinin sesi” demiş ve “Ona sürekli Tanrı’nın onu bu an için hazırladığını söylüyorum.” ifadelerini kullanmıştı.

Oyuncu Tishby'nin ajanlığı ne zaman başladı?

Tishby, 2022’de İsrail’in Antisemitizm ve İsrail’in Gayrimeşrulaştırılmasıyla Mücadele Özel Temsilcisi olarak iki yıl görev yaparken ilk kez yabancı ajan statüsüyle kayıt oldu. Ancak sızdırılan e-postalar, İsrail adına yürüttüğü faaliyetlerin bu resmi kayıtta belirtilenden hem daha geniş kapsamlı hem de daha uzun süreye yayıldığını gösteriyor. Ayrıca bu tür çalışmaların bazı işaretlerinin hâlen sürdüğüne dair emareler bulunuyor.

Bu emarelerden biri, Tishby’nin işbirlikçisi ve eski IDF sözcüsü Yoav Davis’in kısa süre önce İsrail adına yabancı ajan olarak kayıt olması. Davis, yaptığı iki FARA başvurusunda, İsrail hükümetinin kendisine Davis Media NY LLC üzerinden “Rehine ve insani farkındalık” başlığıyla halkla ilişkiler faaliyeti yürütmesi için 161 bin dolar ödediğini beyan etti. Bu açıklamanın ardından geçen yaklaşık bir buçuk aylık dönemde, Tishby ve Davis, Tishby’nin Instagram’daki 927 bin takipçisine ulaşan çok sayıda rehine konulu video yayımladı.

RS, bu sözleşme ile videolar arasında doğrudan bir bağ bulamadı; söz konusu videolar Tishby’nin uzun süredir bilinen görüşleriyle uyumlu görünüyor. Davis, yorum taleplerine yanıt vermedi.

İsrail adına faaliyet yoğunluğu giderek artıyor

Ayrıca Davis’in FARA’ya bildirdiğinden daha fazla sayıda İsrail adına faaliyet yürüttüğüne dair işaretler de var. Daha 2020’de Davis, kısa video içerikler üreten halkla ilişkiler şirketinin müşterileri arasında New York’taki İsrail Konsolosluğu’nu sayıyordu. Freeman’a göre, konsolosluk adına yürütülen herhangi bir halkla ilişkiler çalışmasının da büyük olasılıkla FARA kapsamında kayıt gerektirdiği kabul edilmeli.

Freeman, tabloya ilişkin son değerlendirmesinde şu uyarıda bulunuyor: “Bu çalışmaları yürüten kişilerin FARA kapsamında kayıt olmaları gerekip gerekmediğini ciddi şekilde değerlendirmeleri gerekiyor. Eğer kayıt olmazlarsa, Adalet Bakanlığı’nın bu konuya bakmak isteyebileceği bir durum olabilir.”