Avrupa Birliği’nin “2025 aktüel durum” raporu, Türkiye’nin AB adaylık sürecinde fiilen durakladığını ortaya koydu. Raporda, Türkiye aday ülkeler arasında kırmızıyla işaretlenen tek ülke olarak yer aldı. Raporda ayrıca, “Demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel haklar ve yargı bağımsızlığı alanında ciddi gerilemeler yaşanması nedeniyle başka fasılların açılmasının söz konusu olamayacağı” vurgulandı.
Yatırım ve Dış Ticaret Üzerinde Baskı
Cumhuriyet Gazetesi’nden Elif Özge Yalçın’ın haberine göre; ekonomi uzmanları, AB’den gelen olumsuz değerlendirmenin Türkiye’nin ekonomik ilişkilerini zora sokabileceğini belirtiyor. Prof. Serap Durusoy, “Türkiye’nin en önemli ticari ortağı olan AB’den gelen bu olumsuz mesaj, dış ticaret üzerinde negatif etki yaratacak. Cari fazla hedeflerini zorlaştıracak ve enflasyonla mücadeleyi daha da güçleştirecek” dedi.
Gümrük Birliği ve Finansal Akımlar Tehlikede
Dr. Murat Kubilay, adaylık sürecinin uzun süredir sorunlu olduğunu vurguladı. “Piyasa zaten Türkiye’nin AB avantajlarından yararlanamayacağını fiyatlamıştı. Ancak artık sanayi mallarındaki gümrük birliğine hizmetler ve zirai ürünlerin dahil edilmesi de zorlaşabilir. AB ile ihracat ve ithalat ilişkilerini güçlendirmek artık kolay olmayacak” ifadelerini kullandı.
Kubilay, üyelik olmamasının finansal akımlar üzerinde de doğrudan olumsuz etkisi olduğunu belirtirken, vize kolaylıkları gibi sınırlı avantajların iş dünyasına ancak sınırlı fayda sağlayabileceğini kaydetti.
Analistler, Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde yaşanan bu kopuşun sadece diplomatik değil, ekonomik açıdan da maliyetli olacağını vurguluyor. Yatırımcı güveninin azalması, ticaret akışının yavaşlaması ve Gümrük Birliği’nin geleceği konusunda belirsizliklerin artması, ekonominin kırılganlığını derinleştirecek.






