Yeni projeler gündeme geldiğinde "esinlenme mi, kopya mı?" tartışmaları kaçınılmaz oluyor. HBO imzalı "Jasmine" için de benzer iddialar gündeme geldi: Dizi, Oscar ödüllü "Anora" filminden mi esinlendi? İki yapımı derinlemesine incelediğimizde cevap net: Hayır. Ancak bu, yüzeydeki benzerlikleri görmezden gelmek anlamına gelmiyor.

Asena Keskici’nin Yeni Dizisi “Jasmine” Oscar Ödüllü “Anora”Dan Çalıntı Mı (3)

Jasmine hayatta kalma mücadelesi anlatıyor

"Jasmine", ölümcül bir kalp rahatsızlığıyla mücadele eden Yasemin'in hayatta kalma çabasını merkezine alan, giderek kararan bir dram. Organ nakli listesine girebilmek için verilen mücadele, karanlık bağlantılarla iç içe geçerken, hikayenin duygusal ekseni Yasemin ile ona karşı sağlıksız ve takıntılı bir bağlılık geliştiren üvey kardeşi Tufan arasında kuruluyor.

Burada çatışma, beden üzerinden değil, yaşam hakkı ve bağımlılık üzerinden büyüyor. Dizinin temel meselesi, ahlaki sınırların hayatta kalma umuduyla nasıl silikleştiğini gözler önüne sermek.

Asena Keskici’nin Yeni Dizisi “Jasmine” Oscar Ödüllü “Anora”Dan Çalıntı Mı (2)

Anora’nın konusu daha farklı

Sean Baker imzalı "Anora" ise bambaşka bir evrende ilerliyor. Film, Manhattan'da striptiz kulübünde çalışan Ani'nin, oligark ailesinin şımarık oğluyla yaşadığı kısa süreli, rüya gibi ama kırılgan ilişkiyi anlatıyor.

"Anora"nın derdi hayatta kalmaktan çok, bir masalın nasıl dağıldığıyla ilgili. Seks işçiliği, sınıf farkı, güç ilişkileri ve göçmenlik temaları; kara mizah ve absürd bir gerilimle iç içe sunuluyor. Romantik bir vaadin, sistemin sert gerçekliğiyle çarpışması üzerine kurulu.

Ortaklık sadece yüzeysel mi?

İki yapım arasındaki en sık dile getirilen ortaklık, cinselliğin anlatının bir parçası olması. Ancak bu benzerlik, dramatik işlev bakımından oldukça sınırlı. “Anora”da cinsellik, sınıfsal güç ilişkilerinin ve metalaşmanın bir göstergesi olarak kullanılırken; “Jasmine”de cinsellik, karakterlerin psikolojik kırılganlıkları ve bağımlılık ilişkileriyle bağlantılı, daha karanlık ve içe dönük bir bağlamda ele alınıyor. Biri dış dünyaya, diğeri iç dünyaya bakıyor.

Asena Keskici’nin Yeni Dizisi “Jasmine” Oscar Ödüllü “Anora”Dan Çalıntı Mı

Posterleri çok benziyor

Tartışmanın alevlenmesinde görsel dilin de payı var. Her iki yapımın afişleri, modern "yüksek gerilim/karanlık dram" estetiğinin ortak kodlarını taşıyor: Neon tonlar, yoğun renkler, yapay ışık ve merkezde kadın bedeni...

Bu görsel tercih, bugün neo-noir ve synthwave etkili pek çok yapımda karşımıza çıkan, ahlaki belirsizlik ve tehlike hissini hızla aktarmayı amaçlayan evrensel bir dil. Benzer afişler, benzer hikayeler anlamına gelmiyor; çoğu zaman aynı estetik havuzdan beslenildiğini gösteriyor.

Farklı hikayeler aynı dilde…

"Jasmine" ile "Anora" arasında temel tematik ya da anlatısal bir kopyalama ilişkisi kurmak mümkün değil. İki yapım da yetişkinlere yönelik, karanlık tonlu hikayeler anlatıyor; ancak meseleleri, karakter motivasyonları ve dramatik yönelimleri tamamen farklı.

Ortak olan, çağın görsel ve anlatısal trendleri. Bu da "çalıntı" iddiasından çok, güncel sinema ve dizi dilinin doğal bir yansıması olarak okunmalı. Her iki eser de kendi bağlamında, farklı sosyal ve psikolojik meseleleri ele alıyor.