Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Filistin meselesinin barışçıl çözümünü amaçlayan kapsamlı tasarıyı geniş bir çoğunluğun desteğiyle kabul etti. Cibuti, Ürdün, Moritanya, Katar, Senegal ve Filistin tarafından hazırlanan metin, uluslararası toplumun Filistin konusunda takındığı tutumu ve iki devletli çözüm vurgusunu yeniden ortaya koyan güçlü bir siyasi mesaj niteliği taşıyor. Tasarı 151 “evet”, 11 “hayır” ve 11 “çekimser” oyla kabul edildi.

Oylama dengesi geniş bir uluslararası uzlaşıyı gösterdi

“Filistin sorununun barışçıl çözümü” başlıklı tasarı, Genel Kurul’daki ülkelerin büyük çoğunluğunun desteğini aldı. Oylamada 151 ülke tasarıya “evet” oyu verirken, ABD ve İsrail’in de aralarında bulunduğu 11 ülke “hayır” dedi. Aynı sayıda ülkenin çekimser kalmasıyla oluşan tablo, uluslararası camianın işgalin sonlandırılması ve iki devletli çözüm yönündeki ortak tutumunu açıkça ortaya koydu.

BM’nin Filistin’e ilişkin sorumluluğu yeniden teyit edildi

Kabul edilen karar, Birleşmiş Milletler’in Filistin meselesindeki sorumluluğunu yeniden vurguluyor. Tasarı, İsrail’in 1967 sonrasında işgal ettiği topraklardan çekilmesini talep ederken, iki devletli çözümün uluslararası hukuk çerçevesinde desteklenmesi gerektiğini belirtiyor. Metinde ayrıca Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsrailli yerleşim faaliyetlerinin durdurulması ve İsrail’in uluslararası hukuka uygun davranması gerektiği açıkça ifade ediliyor.

Müzakerelerin yeniden başlaması ve insani yardımların artırılması çağrısı

Tasarı, tarafların müzakerelere yeniden dönmesini isterken devletlere, “ciddi bir insani krizin ortasında Filistinlilere yardımı artırma” çağrısında bulunuyor. Metinde ayrıca çatışmalar sırasında gerçekleştirilen herhangi bir sınır değişikliğinin tanınmaması gerektiği belirtilerek mevcut uluslararası sınır düzeninin korunmasının altı çiziliyor.

Gazze’de demografik değişiklik girişimleri reddedildi

Kararda, “10 Ekim’de Gazze’de yürürlüğe giren barış anlaşmasından duyulan memnuniyet” ifade ediliyor. Gazze Şeridi’nde demografik veya bölgesel değişiklik yaratmaya yönelik herhangi bir girişimin kabul edilemeyeceği vurgulanıyor. Ayrıca Gazze’nin “1967’de işgal edilen Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası” olduğu hatırlatılarak bölgenin statüsüne yönelik olası müdahalelere karşı net bir tutum ortaya konuyor.

İsrail’e çekilme; Filistin’e devredilemez haklarını kullanma çağrısı

Tasarının son bölümünde İsrail’in “Doğu Kudüs de dahil olmak üzere 1967'den beri işgal altında tuttuğu Filistin topraklarından çekilmesi” çağrısı yineleniyor. Aynı zamanda Filistin halkının “devredilemez haklarının, özellikle kendi kaderini tayin hakkının ve bağımsız bir devlet kurma hakkının” hayata geçirilmesi gerektiği belirtiliyor. Bu vurgu, uluslararası toplumun Filistin’in egemenlik taleplerine verdiği desteğin bir kez daha BM zemininde kayıt altına alınmasını sağlıyor.