1984 yılında Paris’ten Londra’ya giden bir uçakta, döneminin stil ikonu Jane Birkin’in hasır çantası devrilir ve içindeki her şey koridora saçılır. Jane’in yan koltukta oturan yabancıya, "Neden kimse hem şık hem de her şeyimi sığdırabileceğim bir deri çanta yapmıyor?" sitemine gelen cevap moda tarihini değiştirir: "Ben Hermès’in CEO’suyum ve bunu benim için tarif edebilirsin".

Jane Birkin’in Kendi Adını Taşıyan Hermès Birkin'i Hikâyesi (3)

Kusmuk torbasının üzerinde tasarlandı

Jane Birkin’in yanındaki o yabancı, Hermès imparatorluğunun başındaki isim Jean-Louis Dumas’dır. İkili, uçuş boyunca ideal çantanın nasıl olması gerektiğini tartışmaya başlar. Yanlarında kağıt olmadığı için Jane, koltuğun arkasındaki uçak kusmuk torbasını (airsickness bag) çeker ve hayalindeki geniş, cepli ve zarif modeli o torbanın üzerine karalar. Bugün milyon dolarlara satılan o tasarımın ilk taslağı, bir kağıt parçasının üzerinde böyle hayat bulur.

Jane Birkin’in Kendi Adını Taşıyan Hermès Birkin'i Hikâyesi (1)

Bir isimden daha fazlası: Jane’in şartı

Dumas, Paris’e döndüğünde bu taslağı hayata geçirir ve Jane Birkin’i atölyeye davet eder. Çanta o kadar beğenilir ki Dumas, modele Jane'in adını vermeyi teklif eder. Ancak Jane Birkin’in bir şartı vardır: Hermès, her yıl bu çantanın satışından elde edilen gelirin bir kısmını Jane'in seçtiği hayır kurumlarına bağışlayacaktır. 2023 yılındaki vefatına kadar Jane Birkin, bu telif gelirini dünyayı daha iyi bir yer yapmak için kullanmıştır.

Jane Birkin’in Kendi Adını Taşıyan Hermès Birkin'i Hikâyesi (4)"Bu bir çanta değil, bu bir Birkin!"

Birkin'i dünyadaki diğer aksesuarlardan ayıran en büyük özellik, satın alınamaz oluşudur. Tamamen el işçiliğiyle üretilen bir çantanın yapımı ortalama 48 saat sürer ve her bir zanaatkar kendi üretiminden sorumludur. Yatırım uzmanlarına göre, nadir bir Birkin çanta satın almak, günümüzde borsadan veya altından daha fazla getiri sağlayan ciddi bir finansal hamle haline gelmiştir.

Jane Birkin’in Kendi Adını Taşıyan Hermès Birkin'i Hikâyesi (2)

Jane Birkin’in kendi çantasına "işkencesi"

Hikayenin en ironik tarafı, Jane Birkin’in bu prestijli çantayı bizzat kullanma tarzıdır. Diğer kullanıcılar çantalarına toz değmesin diye titrerken, Jane Birkin kendi çantasına çıkartmalar yapıştırır, anahtarlıklar asar ve içine sığmayacak kadar çok eşya doldururdu. Ona göre bu çanta, elitist bir kusursuzluğu değil, yaşanmışlığı ve kullanışlılığı temsil etmeliydi.