Tarih

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 51. Yılında “Ayşe Tatile Çıksın” Parolasının Ardındaki Gerçekler!

“Ayşe tatile çıksın” parolasıyla başlayan Kıbrıs Barış Harekâtı'nın üzerinden 51 yıl geçti; çözüm bekleyen düğüm hâlâ siyasi gündemde.

20 Temmuz 1974... Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihinde başka hiçbir ülkeyle bu denli kapsamlı bir askeri müdahale yaşanmadı. Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs Türk halkına yönelik artan saldırılar, katliamlar ve etnik temizlik girişimleri karşısında garantörlük hakkını kullanarak Ada’ya çıkarma yaptı. Bu harekât, tarih sayfalarına “Kıbrıs Barış Harekâtı” olarak geçti.

51 yıl sonra hâlâ etkilerini sürdüren bu müdahale, yalnızca askeri bir operasyon değil; aynı zamanda diplomatik dengeleri değiştiren tarihi bir dönüm noktasıydı.

Kıbrıs’ın Stratejik Konumu

Doğu Akdeniz’in kalbinde yer alan Kıbrıs, tarih boyunca medeniyetlerin egemenlik mücadelesi verdiği bir coğrafya oldu. 1571'de Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilen Ada'ya Anadolu’dan Türk nüfusu yerleştirildi. Bu, bugün Kıbrıs Türkleri olarak anılan toplumun kökenini oluşturdu. 1878’de ise Osmanlı, Ada’nın yönetimini Büyük Britanya’ya kiraladı.

Enosis Rüyası ve Artan Gerilim

1923 Lozan Antlaşması ile Türkiye, Ada üzerindeki tüm haklarından feragat etti. Ancak Rumlar, “Enosis” adı verilen ideolojiyle Kıbrıs’ı Yunanistan’a katma hedefini sürdürüyor, Türk nüfusu bu hedefin önündeki engel olarak görüyordu. 1950’lerden itibaren Rum milisler, Türk köylerine saldırılar düzenlemeye başladı. Buna karşılık Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) kuruldu ve toplumlar arası çatışmalar derinleşti.

Ada’daki en karanlık dönüm noktalarından biri, 1963’teki “Kanlı Noel” katliamlarıydı. Bu olaylar, Türkiye’nin askeri müdahale seçeneğini ilk kez ciddi şekilde gündemine almasına neden oldu. Ancak harekât 11 yıl sonra gerçekleşecekti.

15 Temmuz Darbesi ve Harekât Emri

15 Temmuz 1974’te Kıbrıs'ta Yunanistan destekli bir darbe yapıldı. Enosis için son adım olan bu gelişme, Türk toplumunun tamamen yok edilmesini hedefliyordu. Türkiye, garantörlük hakkına dayanarak diplomatik yolları tükettikten sonra 20 Temmuz sabahı Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlattı.

Başbakan Bülent Ecevit’in “Biz savaşa değil, barışa gidiyoruz” sözleriyle başlayan harekâtta, Türk birlikleri Girne kıyılarına çıkarma yaptı. Bu, Türkiye için hem insani hem de uluslararası hukuka dayanan bir müdahaleydi.

“Ayşe Tatile Çıksın”

İlk harekât sonrası Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin de katılımıyla Cenevre’de diplomatik çözüm arayışları başladı. Ancak görüşmeler başarısız oldu. Ada’da kuşatma altındaki Türkler yeniden tehlikeye girince, Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Başbakan Ecevit’e tarihi parolayı iletti:

“Ayşe tatile çıksın.”

Bu parola ikinci harekâtın başlama sinyaliydi. 14 Ağustos 1974’te başlatılan ikinci harekâtla Ada’nın kuzeyi kontrol altına alındı ve bugünkü sınırlar şekillendi.

Harekâtın Bedeli ve Sonrası

Barış Harekâtı’nda Türk Silahlı Kuvvetleri 498 şehit verdi; Kıbrıslı Türk mücahitlerden 70 kişi hayatını kaybetti. Harekât sonrası Türkiye, yıllarca uluslararası ambargolara maruz kaldı.

1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti, 1983'te ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi. Ancak bugün KKTC, sadece Türkiye tarafından tanınmakta; uluslararası camiada tanınmayan bir devlet statüsünde kalmaktadır. Ada’nın güneyi ise Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla Avrupa Birliği üyesidir ve meşru devlet olarak kabul edilmektedir.