Marilyn Monroe’nun "Gece yatarken üzerime sadece birkaç damla Chanel No. 5 giyerim" sözüyle ölümsüzleşen, dünyanın en çok satan parfümü, sanıldığı gibi aylar süren hassas ölçümlerle değil; bir laboratuvar asistanının elinin ayarının kaçmasıyla doğdu. İşte modern parfümeriyi başlatan o "aldehit" doz aşımının hikayesi.
Coco’nun "Kadın Gibi Kokan Kadın" Arayışı
O dönemde kadınlar ya saflığı simgeleyen tek bir çiçek (gül veya yasemin) gibi ya da ağır misk kokuları gibi kokuyordu. Coco Chanel ise "yediği yemeği, sürdüğü kremi ve terini gizleyen" ama yapay olmayan, karmaşık bir koku istiyordu. Bu imkansız formül için dönemin efsanevi parfümörü Ernest Beaux ile anlaştı.
Asistan formülü karıştırınca o efsane koku ortaya çıktı
Ernest Beaux, Coco’ya sunmak üzere 1-5 ve 20-24 arası numaralandırılmış seriler hazırlıyordu. Ancak asistanı, 5 numaralı şişeyi hazırlarken büyük bir hata yaptı. O zamana kadar parfümlerde sadece çok düşük miktarlarda kullanılan aldehit (kokuyu keskinleştiren ve yayan sentetik bir madde) miktarını yanlışlıkla olması gerekenden tam 10 kat fazla ekledi.
Normalde bu doz aşımı, parfümü mahvetmeliydi; ancak sonuç beklenmedik bir şekilde "sabunsu, temiz ve patlayan" bir ferahlık yarattı.
Neden 5 numara?
Coco Chanel, Beaux’un sunduğu numuneler arasından hiç tereddüt etmeden o "hatalı" 5 numarayı seçti. Ernest Beaux şaşkınlıkla "Neden bu?" diye sorduğunda, Coco o meşhur cevabını verdi:
"Koleksiyonumu Mayıs ayının 5. gününde sunuyorum, bu numunenin adı 5, sanırım bu numara ona şans getirecek."
Bir parfümden fazlası
Chanel No. 5’in başarısı sadece kokusunda değil, asistanın o hatasıyla gelen "soyutlukta" saklıydı. İçinde 80’den fazla nota olmasına rağmen (yasemin, gül, sandal ağacı vb.), asistanın bolca döktüğü aldehitler sayesinde hiçbiri baskın gelmiyordu. İnsanlar ilk kez bir çiçeği değil, bir "tasarımı" kokluyordu.








