Hava sıcaklığı düştükçe cildimizin doğal koruma kalkanı zayıflıyor. Ancak çoğu kişi cildi korumaya çalışırken farkında olmadan daha büyük hasarlara yol açıyor. Kuruluk, hassasiyet, kızarıklık ve erken yaşlanma şikâyetlerinin arkasında genellikle kış aylarında yapılan bu hatalar yatıyor.
İşte soğuk havalarda cilde en çok zarar veren 4 yaygın yanlış…
1. Kış geldi diye güneş kremini bırakmak
Kışın yapılan en büyük “falso”, güneş kremi kullanımını tamamen durdurmak. Güneşin yakıcı etkisi olan UVB ışınları azalsa da, cilt yaşlanmasının başlıca sorumlusu UVA ışınları yıl boyunca aynı etkiyle devam eder. Üstelik karlı zemin, güneş ışınlarını yüzde 80’e varan oranlarda yansıtarak cildi çift yönlü etkiler. Kış güneşinde korunmasız kalmak, lekelerin ve erken kırışıklıkların en önemli nedenlerinden biridir.
2. Kaynar suyla uzun süre banyo yapmak
Soğuk havadan kaçıp sıcak suyla uzun banyolar yapmak cazip görünse de, bu alışkanlık cilt için ciddi bir tehdit oluşturur. 38 derece üzerindeki su, cildin doğal yağ tabakasını hızla yok eder. Sonuç olarak banyodan sonra gergin, kaşınan ve pul pul dökülen bir cilt ortaya çıkar. Uzmanlar, banyo süresinin 10 dakikayı geçmemesini ve suyun mutlaka ılık olmasını öneriyor.
3. Nemsiz bir ortamda yaşamak
Kışın cildi yoran asıl etken sadece dışarıdaki soğuk değil, iç mekânlardaki kalorifer ve klimalardır. Isıtma sistemleri ortam nemini yüzde 10’un altına düşürerek adeta “çöl etkisi” yaratır. Bu durum, cildin alt katmanlarındaki nemin hızla buharlaşmasına neden olur.
Çözüm: Kalorifer üzerine bir kap su koymak ya da oda nemlendiricisi kullanmak, pahalı bakım ürünlerinden bile daha etkili olabilir.
4. Sert peeling ve aşırı temizlik
Kış aylarında zaten hassaslaşan cilde tanecikli peelingler veya sert alkollü tonikler uygulamak, cildi onarmak yerine yıpratır. Ölü deriyi temizlemeye çalışırken sağlıklı deri hücreleri de zarar görür. Kışın “derin temizlik” yerine, köpürmeyen ve yağ bazlı, cilt bariyerini destekleyen ürünlere yönelmek cildin pH dengesini korur.
