10 Aralık İnsan Hakları Günü öncesinde, Sosyal Demokrasi Derneği (SDD) tarafından verilen İnsan Hakları Ödülü, bu yıl tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na sunuldu. Törene CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu katıldı. Özel, yaptığı konuşmada iktidarın İmamoğlu'na yönelik iddianameyi mecliste savunamadığını öne sürerek, halkı direnişe ve sandık mücadelesine davet etti.

Özel: "İddianamenin arkasında duramadılar, Erdoğan da desteklemedi"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, törende yaptığı konuşmada iktidarın İmamoğlu davasındaki tutumunu sert bir dille eleştirdi. Özel, "Bütçe görüşmelerinde iddianameyi savunacak bir kişi çıkmadı karşımıza" dedi. Ayrıca, "Erdoğan iddianamenin arkasında durmadı. İddianamenin güçlü olmasını bekleyen Devlet Bey oy verdirtmedi" ifadelerini kullanarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım'a gönderme yaptı. Özel, 19 Mart sürecinde bir "darbe girişimini" püskürttüklerini, şimdi ise "ellerinde tutsaklarının" olduğunu söyledi.

İmamoğlu'ndan Silivri'den mesaj: "Lekelenmeme hakkımız ihlal ediliyor"

Ödül, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu adına eşi Dilek İmamoğlu'na takdim edildi. İmamoğlu'nun gönderdiği mesajda şu ifadelere yer verildi: "Bu ödülü siyasi nedenlerle özgürlüklerinden mahrum bırakılmış belediye başkanlarımız, tutuklu medya mensupları, susturulmak istenen gençler adına almaktan onur duyuyorum." İmamoğlu, "Lekelenmeme hakkımız her gün asılsız iddialarla ihlal ediliyor. Tarafsız yargılanma talebimiz göz ardı ediliyor" diyerek kendi durumunu geniş bir kesimin temsili olarak nitelendirdi.

"Evde oturmayın, mücadeleye katılın" çağrısı

Konuşmasının sonunda seçmenlere ve destekçilere seslenen Özgür Özel, etkili bir çağrı yaptı: "'Ekrem Başkan çıkmalı, bu haksızlık' diyorsan sen de evinden çıkmalısın. Risk almayarak bu iş başarılamayacak. Bunun için herkesi her türlü direnişe davet ediyorum. Sandığa uzanan elleri püskürtmek için size ihtiyacımız var." Bu sözlerle, Özel'in sadece bir hukuki süreci değil, siyasi bir seferberliği hedeflediği ve yaklaşan seçim sürecine vurgu yaptığı anlaşılıyor.