Yarın günlerden 10 Kasım… Ülkemizin babası ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 87’nci yıl dönümü. Özgürlüğümüzü bize kazandıran, çağdaş ve laik bir Türkiye’nin temellerini atan Atatürk, sadece bir lider değil; aynı zamanda bir vizyoner ve devrimciydi.
Bugün onu saygı, minnet ve özlemle anarken, Atatürk’ün ülkemize kazandırdığı devrimleri hatırlamak büyük önem taşıyor. Siyasi, toplumsal, eğitim, ekonomi ve hukuk alanlarında gerçekleştirdiği devrimler, bugün hâlâ Türkiye’nin modernleşmesinde ve çağdaşlaşmasında kritik bir rol oynuyor.
İşte Atatürk’ün Ülkemize Kazandırdığı 13 Önemli Devrim…
1. Cumhuriyetin İlanı (1923-10-29)
Osmanlı’nın mutlak monarşi yönetimini sona erdiren Atatürk, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’i ilan etti. Bu adım, halkın kendi yöneticilerini seçebileceği demokratik bir sistemi getirdi ve modern Türkiye’nin temelini attı. Cumhuriyet sayesinde devlet yönetimi halkın iradesine dayandı, çağdaş bir devlet anlayışı resmiyet kazandı.
2. Öğretimin Birleştirilmesi (1924-03-03)
Atatürk, Osmanlı’dan miras kalan parçalı eğitim sistemini tek bir çatı altında topladı. Tüm çocuklar eşit eğitim alabilir hâle geldi, ulusal bilinç ve modern düşünce yapısı güçlendi. Bu reform, geleceğin yetişkinlerini çağdaş bir anlayışla yetiştirmek için kritik bir adımdı.
3. Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması (1925-11-30)
Toplumun dini temelli eski yapıları modern devlet anlayışına uygun hâle getirildi. Bu adım, laik devletin temellerini güçlendirdi ve farklı inançlara saygılı bir toplum oluşumunu destekledi. Böylece devlet, dini kurumlar üzerinde denetimi sağlayarak toplumsal düzeni modernleştirdi.
4. Kabotaj Kanunu (1926-07-01)
Türkiye’nin denizlerinde tam egemenlik sağlandı. Limanlar ve deniz taşımacılığı tamamen Türklerin kontrolüne geçti. Bu kanun, ekonomik bağımsızlığı güçlendirdi ve milli kaynakların ülke yararına kullanılmasını sağladı. Ülke ticareti ve ulaşımı açısından da büyük bir devrim niteliği taşıdı.
5. Türk Medeni Kanunu (1926-10-04)
Kadın ve erkeğin hukuki eşitliğini güvence altına alan kanun, evlilikte resmi nikah zorunluluğu ve tek eşliliği getirdi. Kadınların miras, boşanma ve tanıklık hakları tanındı; ailede adalet ve eşitlik sağlandı. Bu kanun, Türkiye’yi kadın hakları açısından dünyada ön sıralara taşıyan bir reformdu.
6. Harf Devrimi’nin Kabulü (1928-11-01)
Arap alfabesi yerine Latin alfabesi kabul edildi. Bu reform, okuma yazma oranını artırdı, halkın bilgiye erişimini kolaylaştırdı ve modern iletişim altyapısının temelini oluşturdu. Harf Devrimi, Türkiye’nin kültürel ve eğitim alanındaki en radikal adımlarından biriydi.
7. Güzel Sanatlarda Yenilikler (1928)
Sanat ve kültür alanında modern anlayış benimsendi. Resim, müzik ve tiyatro gibi alanlar halkın erişimine açıldı; kültürel gelişim ve estetik bilinç güçlendirildi. Bu adım, Türkiye’nin çağdaş sanat ve kültür alanında ilerlemesine katkıda bulundu.
8. Millet Mekteplerinin Açılması (1929-01-01)
Harf Devrimi sonrası başlatılan eğitim seferberliğiyle halkın okuma yazma oranı hızla yükseldi. Millet Mektepleri, modern bir toplum için gerekli kültürel altyapıyı oluşturdu ve halkın bilgiye erişimini kolaylaştırdı. Bu reform, eğitimin toplumun her kesimine ulaşmasını sağladı.
9. Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkının Tanınması (1930-04-03)
Kadınlar, belediye seçimlerinde oy kullanma ve aday olma hakkını kazandı; 1934’te ise milletvekili seçimlerinde de bu hak tanındı. Bu reform, toplumsal eşitliği güçlendirdi ve Türkiye’yi kadın hakları konusunda dünya çapında örnek bir ülke hâline getirdi.
10. Türk Tarih Kurumunun Kurulması (1931-04-12)
Türk tarihinin bilimsel yöntemlerle araştırılması ve belgelenmesi için kurulan kurum, milletin geçmişine dair bilinç oluşturdu ve milli kimliği güçlendirdi. Tarihi mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşıdı.
11. Dil Devrimi ve Türk Dil Kurumunun Kurulması (1932-07-12)
Türk dilinin sadeleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla kurulan kurum, eğitim ve iletişimde dilin standartlaşmasını sağladı. Bu reform, ulusal birliğin pekişmesine ve kültürel mirasın korunmasına katkıda bulundu.
12. Soyadı Kanunu (1934-06-21)
Herkese soyadı verilerek bireylerin kimlikleri güvence altına alındı. Bu kanun, sosyal hayatta eşitlik ve kişisel hakların tanınmasını güçlendirdi. Atatürk kendisine “Atatürk” soyadını alarak milli bir simge oluşturdu ve toplumun aidiyet bilincini artırdı.
13. Laikliğin Anayasa'ya Girmesi (1937-02-05)
Din ve devlet işlerini ayıran laiklik ilkesi, vatandaşların vicdan ve ibadet özgürlüğünü güvence altına aldı. Toplum, farklı inanç ve düşüncelere eşit yaklaşan çağdaş bir yapıya kavuştu. Laiklik, modern Türkiye’nin temel taşı oldu.
Bunlar Atamızın bize kazandırdığı devrimlerden sadece bazıları. Ulu Önderimiz, Türkiye’yi çağdaş ve modern bir ülke hâline getirmek için yaklaşık 40’a yakın devrim gerçekleştirmiştir. Onun vizyonu ve öngörüsü sayesinde bugün özgür, eşit ve demokratik bir toplumda yaşıyoruz.
Her 10 Kasım’da bir kez daha görüyoruz ki, fikirler asla yaşlanmaz; Atatürk’ün ışığı hâlâ yolumuzu aydınlatıyor. Onun mirası, bu ülkenin kalbinde atmaya devam ediyor.
Sonsuz sevgi, saygı ve özlemle…
