Umut Elması, 1839’da Henry Philip Hope’un koleksiyon kataloğunda listelendiğinden beri hem zenginliği hem de trajedileriyle gündeme geldi. Hope ailesi elması yaklaşık 50 yıl boyunca elinde tutmuş, ancak varislerden Lord Francis Hope’un kumar borçları nedeniyle satmak zorunda kalması, taşın finansal felaketlerle özdeşleşmesine neden oldu.
Evalyn Walsh McLean ve lanetin karanlık yüzü
1911 yılında Pierre Cartier’den satın aldığı Umut Elması’nın kendisine şans getireceğine inanan Amerikalı sosyalit Evalyn Walsh McLean’in hayatı, ardı ardına gelen trajedilerle sarsıldı. İlk çocuğu Vinson, dokuz yaşında bir araba kazasında hayatını kaybetti. Kocası Ned McLean servetlerini tüketerek bir akıl hastanesinde vefat etti ve kızı aşırı doz nedeniyle hayatını kaybetti. McLean’in bu kayıplar zinciri, elmasın lanet hikayesini güçlendirdi.
Umut Elması’nın sahipleri ve uğursuz kaderleri
Umut Elması’nın geçmiş sahipleri arasında efsanelere konu olmuş pek çok trajik olay bulunuyor. Jean-Baptiste Tavernier köpekler tarafından parçalanma efsanesine konu olurken, XIV. Louis gangren sonucu hayatını kaybetti.
Nicholas Fouquet hapis ve sürgünle karşılaştı, XVI. Louis ve Marie Antoinette giyotinle idam edildi. Prenses de Lamballe sokak çetesi tarafından linç edildi, elmas kesicisi Wilhelm Fals oğlu tarafından öldürüldü. Simon Maoncharides bir araba kazasında yaşamını yitirdi.
McLean’in ölümünden sonra koleksiyon, borçları ödemek amacıyla Harry Winston’a satıldı ve 1958’de Umut Elması Smithsonian Enstitüsü’ne bağışlanarak taşın özel mülkiyet dönemi sona erdi. İlginç bir ayrıntı olarak, elması Smithsonian’a teslim eden postacı James Todd’un başına gelen kamyon kazası, kafa yaralanması ve ev yangını, lanetin son çırpınışları olarak yorumlandı.
Günümüzde umut elması
Bugün Umut Elması, Washington D.C.’deki Smithsonian Enstitüsü’nde sergileniyor. Zengin tarihi, lanet söylentileri ve trajik hikayeleriyle ziyaretçileri hem büyülüyor hem de insanlık tarihinin karanlık ve tutkulu yönlerini hatırlatıyor.








