2022’den bu yana hızla günlük yaşamın bir parçası haline gelen yapay zeka uygulamaları, yalnızca teknoloji meraklılarının değil, ruhsal sorunlar yaşayan kişilerin de dikkatini çekiyor. Pek çok kişi, yaşadığı sıkıntıları paylaşmak ve çözüm aramak için bu uygulamalara yöneliyor.
Yapay Zeka: “Terapist Olamam”
Yapay zeka araçları bile kullanıcılara sınırlarını hatırlatıyor:
Ben bir terapist değilim ve ruh sağlığı alanında profesyonel destek yerine geçemem.
Terapinin Çok Yönlü Doğası
Psikologlara göre terapi, basit bir soru-cevap sürecinden ibaret değil. Terapistler, danışanlarının geçmiş deneyimlerini, kişisel hikâyelerini ve ihtiyaçlarını dikkate alıyor. Bunun yanı sıra ses tonu, mimik ve beden dili gibi sözel olmayan ipuçları da sürecin önemli bir parçası. Bu çok katmanlı yaklaşımın yapay zeka tarafından kopyalanması mümkün değil. Ayrıca empati kurma becerisi de yapay zekâ sistemlerinde bulunmuyor.
Neden Yapay Zekaya Yöneliyoruz?
Uzmanlar, insanların yapay zekaya yönelmesinin önemli nedenlerinden birinin “damgalanma korkusu” olduğunu belirtiyor. Ruhsal sorunlarını paylaşırken yargılanmaktan çekinen bireyler, yapay zekayı güvenli ve anonim bir alan olarak görebiliyor. Ancak bu durum ciddi riskler barındırıyor. Çünkü yapay zeka uygulamaları belirtilere göre yüzeysel öneriler sunabiliyor; oysa psikiyatrik tanı çok daha kapsamlı bir değerlendirme gerektiriyor.
Yanlış Yönlendirme Tehlikesi
Psikologlar, yapay zekanın verdiği tavsiyelerin kısa süreli bir rahatlama sağlayabileceğini kabul ediyor. Ancak bu öneriler uzman denetimi olmadan uygulandığında, ciddi ve kalıcı sorunlara yol açabiliyor.
Uzmanlar, yapay zekanın terapi sürecini hiçbir şekilde ikame edemeyeceğini net bir dille vurguluyor. Ruhsal sıkıntılar yaşayan bireylerin, mutlaka profesyonel bir terapist veya psikiyatrdan destek almaları gerektiğinin altını çiziyor.