Yargıtay'ın kira uyuşmazlıklarında kiracı lehine emsal kararlar alması, ev sahiplerinin tahliye süreçlerini zorlaştırıyor. Son dönemde artan enflasyon ve kira artışları nedeniyle yükselen tahliye davalarında mahkemeler, ev sahiplerinin "kendisi veya yakınları için konut ihtiyacı" iddialarını çok daha detaylı şekilde inceliyor. Hukukçular, özellikle taşınmazın tahliye sonrası yüksek kira ile tekrar kiraya verilmesi durumunda davaların reddedildiğini belirtiyor.
"Samimi ihtiyaç" iddiaları titizlikle inceleniyor
Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Ali Yüksel, Borçlar Kanunu'nun 350. maddesi kapsamında açılan tahliye davalarında Yargıtay'ın daha sıkı bir inceleme süreci yürüttüğünü açıkladı. Yüksel, "Ev sahiplerinin kendisi veya yakınları için 'samimi kullanım ihtiyacı' iddiası artık çok daha ayrıntılı değerlendiriliyor. İhtiyacın gerçek olmadığının tespiti halinde mahkemeler davaları reddediyor" dedi.

Tahliye davalarında büyük artış
Pandemi öncesi 2020'de yıllık 30 bin olan tahliye dava sayısı, 2024 itibarıyla 130 bine ulaştı. Arabulucu Avukat Özge Kandil, bu artışın enflasyonist baskı ve konut arzındaki yetersizlikten kaynaklandığını belirterek, "Kiracılar 2-3 yıllık uzun vadeli sözleşmelere yöneliyor, ev sahipleri de bu uzun vadeli güvence karşılığında sabit geliri tercih ediyor" ifadelerini kullandı.
Tahliye yerine kira artışı teklifi
Arabuluculuk sürecinde ilginç bir detay ortaya çıkıyor. Davalar 3-4 yıl sürse de süreç devam ederken çoğu kiracı, kira artışı önererek anlaşmayı teklif ediyor. Bu durum, asıl amacın tahliye değil, kira artışı olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, kalıcı çözüm için konut arzının artırılması ve sosyal konut politikalarının güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.





