Evrensel gazetesi yazarı Uğur Zengin, bugünkü köşe yazısında, Ak Parti’nin Meclis’e sunduğu yeni yasa tasarısıyla birlikte maden izinlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a devredileceğini ve çevresel denetim mekanizmalarının tamamen işlevsiz hale getirileceğini yazdı. Zengin, bu hamlenin yalnızca çevreyi değil, Türkiye’deki kamu yararını ve denetim sistemini de tehdit ettiğini vurguladı.

Zengin yazısında, yasa teklifinin ardında dikkat çeken isimlerin olduğunu belirterek, “Bir kuyumcu dükkanından, 40 yılda Türkiye’nin en büyük altın ihracatçısı haline gelen Ahlatcı Holding’in patronu Ahmet Ahlatcı’nın yeğeni Yusuf Ahlatcı (AKP Milletvekili)” gibi isimlere dikkat çekti. Ayrıca Sudan’daki altın projeleriyle gündeme gelen Şahin Tin ve kaçak kimyasal atık havuzu inşa eden Cantürk Alagöz gibi AKP’li vekillerin de tasarının altında imzası olduğunu ifade etti.

Yeni Maden Yasası Geliyor Saray’dan Madenlere Tam Yetki! (2)

Süper Yetkili Kurul: Son Söz Saray’da

Tasarıyla birlikte, maden izinleri konusunda son kararın Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulacak özel bir kurula bırakılacağını belirten Zengin, kurulun yapısını şu şekilde aktardı:

“Cumhurbaşkanının görevlendirdiği Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın başkanlık edeceği bu kurulda, çevre, enerji, maliye, sanayi gibi tüm kritik bakanlıklar yer alacak. Kurul, IV. grup madenler ile ‘kritik madenler’ konusunda kurumlar arası ihtilaflarda nihai kararı verecek.”

Zengin’e göre, bu düzenleme ile “maden arama ve çıkarma izni yetkisi Saray’ın tekeline geçiyor.”

ÇED Süreci Fiilen Kaldırılıyor

Zengin, tasarının çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) süreciyle ilgili skandal düzenlemeler içerdiğini vurguladı:

“ÇED sürecinde kurumlar cevap vermezse, bu ‘izin verilmiş’ sayılacak. Bu absürt tasarı hayata geçerse, yurttaşların artık hangi madene izin verildiğini değil, hangi madene yanıt verilmediğini takip etmesi gerekecek.”

Bu düzenlemenin, başvuruların şeffaf bir şekilde izlenmesini imkânsız hale getirdiğini belirtti.

Bütün Ormanlar ve Sit Alanları Maden Sahasına Dönüşebilir

Zengin’in dikkat çektiği bir diğer nokta ise, orman ve sit alanlarının da madenciliğe açılacak olması. Yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Artık sadece tahrip edilmiş ya da yangın görmüş ormanlar değil, tüm ormanlar potansiyel maden sahası haline getiriliyor. Aynı şekilde 1. derece sit alanlarının yanına tüm sit alanları da ekleniyor.”

Tasarıya yönelik tepkiler yalnızca yasal boyutla sınırlı değil. 2024 yılında enerji araştırma şirketi Wood Mackenzie, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgeyi “süper maden bölgesi” ilan etmişti. Aynı yıl Erzincan İliç’te yaşanan maden faciasında 9 işçi hayatını kaybetmişti. Öte yandan, Muğla’da köylüler 2019'dan bu yana Akbelen Ormanı’ndaki zeytinliklerin ve yaşam alanlarının maden projelerine karşı savunulması için direniyor. Yeni tasarının altında ise devlet ormanlarında madenciliği kolaylaştıracak düzenlemelere imza atan, aynı zamanda maden şirketleriyle bağı bulunan çok sayıda AKP’li milletvekili yer alıyor.

Yeni Maden Yasası Geliyor Saray’dan Madenlere Tam Yetki! (3)

Altıncılar İçin Yüzde 30 Ruhsat İndirimi

Yasa teklifinde maden şirketlerine sağlanan mali avantajlara da yer veren Zengin, “Ruhsat bedellerinde yüzde 30’luk bir indirim öngörülüyor” diyerek Ahlatcı Altın örneğini verdi:

“Sadece 17 gün önce Ahlatcı Altın, 7 ruhsat için 98 milyon lira ödemişti. Bu tasarı hayata geçerse, aynı ruhsatlar için ödeme 68.6 milyon liraya düşecek.”

“Bu Bir Rejim İnşasıdır”

Yazısını sert bir uyarıyla bitiren Zengin, yaşananları sadece bir yasa düzenlemesi olarak değil, sistematik bir rejim inşası olarak değerlendirdi:

“Mesele sadece birkaç maden ruhsatı değil; Türkiye’nin doğasının ve kamusal denetiminin sistematik olarak devre dışı bırakılmasıdır. Bu yüzden meseleye bir rejim inşası olarak bakmak gerekir. ‘Altın bitti’ diyen tüccarların yerine ‘Yetki bitti’ diyen yurttaşların sözü geçmedikçe, bu düzenin kazananı hep aynı olacak: Talan edenler ve diğerleri.”