Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi 20 yaşındaki Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024’te KYK yurdundan çıktıktan sonra kaybolmuş, ertesi gün cansız bedeni bulunmuştu. Ancak aradan geçen bir yıla yakın zamana rağmen soruşturmada kayda değer bir ilerleme sağlanamadı.
Ailesi, özellikle kritik delillerin dosyaya girmemesine tepki gösteriyor. Baba Nizamettin Kabaiş, “Kızımın ölümünün üzerinden aylar geçti, hâlâ önümüze dosya diye boş klasör koyuyorlar. Deliller kayıp, raporlar kayıp. Bize sadece sessizlik düşüyor. Çocuğumuza ne oldu? Kim yaptı? Adalet niye yok?” diyerek yaşananları özetledi.
İki DNA örneği dosyaya girmedi
Evrensel’in ulaştığı bilgilere göre, olay yeri inceleme sırasında alınan iki DNA örneği yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen dosyaya girmedi. Bu raporların olmaması, hem soruşturmanın sağlıklı yürütülmesini engelliyor hem de kamuoyunda adalet duygusunu zedeliyor.
Diyarbakır ve Van baroları da yaptıkları ortak açıklamada sürece tepki gösterdi:
- “Delil toplama sürecindeki özensizlik ve raporların dosyaya girmemesi kabul edilemez.”
- “Savcılığın etkin ve hızlı hareket etmesi gerekirken dosya yerinde saydı.”
Avukatlar ise eksikliklerin süreci sabote ettiğini ve adaletin geciktirildiğini vurguluyor.
"Bu adaletin yok sayılmasıdır"
Hukukçular, adil yargılanma hakkının yalnızca mahkemede değil, soruşturma sürecinde de korunması gerektiğini hatırlatıyor. Van Barosu’ndan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Bir dosyanın neredeyse bir yıl boyunca bekletilmesi, delillerin kaybolması, raporların geciktirilmesi; adaletin ertelenmesi değil, yok sayılmasıdır."
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi de kadın ölümleri dosyalarında yaşanan sistematik sorunlara dikkat çekerek, “Rojin Kabaiş dosyasında yaşananlar, yalnızca bir olay değil; adalet sisteminin kadın ölümleri karşısındaki tutumunun göstergesidir” ifadelerini kullandı.
"Her kapıyı çaldık"
Soruşturma dosyasında yalnızca DNA raporları değil, kamera görüntüleri ve telefon kayıtlarının da eksik olduğu belirtiliyor. Aile, olay günü yurtta ve çevredeki kameraların tam olarak incelenmediğini, kayıtların dosyaya girmediğini söylüyor.
Baba Kabaiş’in sözleri bu tabloyu özetliyor:
“Her kapıyı çaldık, hiçbirinden ses çıkmadı. Çocuğumun yaşamı dosya raflarında kayboluyor. Rojin’in öldüğü gün bizim hayatımız da bitti, ama dosya daha açılmadı bile.”
Adaletin gecikmesi şiddete davetiye çıkarıyor
Kadın örgütleri, barolar ve insan hakları savunucuları davayı başından beri takip ediyor. Son açıklamalarda “Dosyadaki eksikliklerin derhal giderilmesi, sorumluların ortaya çıkarılması” çağrısı yapıldı.
Barolardan hukukçular, “Delillerin kaybolduğu, raporların geciktiği her dosya yeni ölümleri cezasız bırakıyor. Adaletin gecikmesi, kadınlara şiddet uygulayanlara cesaret veriyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Adalet hâlâ dosyada yok”
Rojin Kabaiş, Diyarbakır’dan Van’a hayalleriyle gönderilmişti. Öğretmen olmayı isteyen genç kadın, şimdi mezarında adalet bekliyor.
Baba Kabaiş, kızının hayallerini anarken şunu söylüyor:
“Rojin öğretmen olmak istiyordu. Çocukları çok severdi. Bizim de tek isteğimiz, onun gibi gencecik bir canın nasıl öldüğünü öğrenmek.”
Avukatlar ise net konuşuyor:
"Adalet dosyada yok. Bu dava yalnızca Rojin için değil, Türkiye’deki tüm şüpheli kadın ölümleri için bir turnusol işlevi görüyor.”