Mart ayında tutuklandıktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun 'Zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik' suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasının talep edildiği davanın ikinci duruşması bugün görüldü.
İstanbul Adliyesi’ndeki 59. Asliye Ceza Mahkemesi salonunun kapasitesinin yetersiz kalması sebebiyle duruşma Silivri Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki 2 No’lu salonda görüldü.
Duruşma gergin başladı
Duruşma öncesinde, salonun kapasitesinin yetersiz kalması, bazı avukatların içeri alınmaması ve güvenlik gerekçeleri nedeniyle gerilim bir hayli yükseldi. Bu şartlarda yargılanmak istemediğini belirterek duruşmaya katılmama kararı alan İmamoğlu’nun talebi mahkemece reddedildi ve İmamoğlu’nun salona zorla getirilmesine hükmedildi.
Jandarma eşliğinde duruşma salonuna gelen İmamoğlu’nun salona girdiği esnada bazı avukatlar ve izleyiciler, protesto amaçlı olarak salonu terk etti.
‘’YÖK raporu’’ delil olarak sunuldu
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Yükseköğretim Kurulu’nun hazırladığı rapora atıfta bulunularak İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğuna dair bulguların yer aldığı belirtildi. Savcılık, bu iddialar doğrultusunda İmamoğlu’nun “zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik” suçundan cezalandırılmasını ve siyasi yasak talebinde bulunuyor.
Yoğun ilgi nedeniyle dava, Çağlayan’daki adliyeden Silivri’ye taşındı.
“Türkiye’nin gelmiş geçmiş en haksız davası”
Salona getirilen İmamoğlu, yaşanan sürece ilişkin söz alarak şu ifadeleri kullandı:
“Ben 10.30 civarı salona geldim. 2 buçuk saat bekledim. 12.30'u geçerken sizin bu salona geçiş yapmaya ilişkin kararınızı duydum. Avukatlarımın buradan ayrıldığını da nezarette öğrendim. Buraya yargılanmak üzere geldim ama nezarethane beklenebilecek bir yer değil. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en haksız davasıyla karşı karşıyayım. Daha önceden tedbirler alınabilirdi, dışarıda kargaşa yaşanmazdı, 1 buçuk saate yakın insanların bu duruma düşmesine neden olunmazdı. Bugünkü yargılamanın müdafim olmadan yapılamayacağı kanaatindeyim. Bu nedenle yargılamanın ertelenmesi yönündeki talebimi size iletiyorum. Yaklaşık 10'a yakın mahkemeyle muhatap halindeyim. Hakkımda hukuksuzca yürütülen İBB soruşturması var. Adı 'ahmak davasıdır', adı 'çirkin davasıdır', adı 'diploma iptal davasıdır' gibi birçok husus çelişkilerle yürütülmektedir. Örneğin, Büyükçekmece'deki davaya katılma talebimin olumlu karşılanmasına rağmen, mahkemede gerekli tedbirlerin alınamayacağı gerekçesiyle SEGBİS üzerinden davet edildiğim bir dava var. Siz Çağlayan'dan buraya göçebe gibi geliyorsunuz. Daha büyük salonlar ayarlansın talepleri var, siz de bunu düzeltmeye çalışıyorsunuz. Tüm dünyanın takip ettiği bir duruşma bu. Sayın Hakim, sizin davaların uzamamasına dair hassasiyetinizi önemsiyorum. Buradaki titizliğinizi çok değerli buluyorum ama bugün yaşanan aksilikle ilgili de aynı hassasiyeti göstermenizi bekliyorum. Ben 3 saattir aşağıda buz gibi bir ortamda psikolojik baskı altında bekliyorum. Sadece ben değil, jandarmalar da aynı şekilde. Yargılamanın ertelenmesini sizden talep ediyorum.”
Dava 8 Aralık’a ertelendi
Duruşmada söz alan savcı, İdare Mahkemesi’ndeki diploma dosyasının sonucunun belirlenmesini talep etti. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının savunmalarını hazırlamak için talep ettiği süre isteğini kabul ederek duruşmayı 8 Aralık 2025 tarihine erteledi.
