Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TRT ekranlarında katıldığı programda hem bölgesel gelişmeler hem de Türkiye’nin savunma sanayisindeki yerli projeleri hakkında dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Özellikle milli muharip savaş uçağı KAAN üzerine yaptığı açıklamalar kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
“Yüksek devlet konularıdır”
Fidan, Türkiye’nin milli muharip savaş uçağı KAAN’a ilişkin olarak şunları söyledi:
“Türkiye’ye uygulanan açık ve örtülü engellemeler var. Bu yaptırımları kaldırmak benim görevim. Karşı taraf bana mantıklı bir izah getiremezse benim milli güvenliğim bunu başka yerden almayı gerektirir. Bunlar yüksek devlet konularıdır.”
Bakan Fidan, ilgili kurumların talepleri doğrultusunda yaptırımların kaldırılması için diplomatik girişimlerin sürdüğünü de vurguladı:
“İlgili kurumlarımızdan böyle bir talep geldiği sürece ben bunu kaldırmakla yükümlüyüm.”
O açıklaması gündem olmuştu
Fidan’ın bu sözleri, daha önce New York’taki Türkevi’nde yaptığı açıklamaları hatırlattı. O dönemde Fidan, F-35 ve KAAN motorlarına dair yaşanan lisans sorunlarını gündeme getirmişti:
“Şu anda almayı beklediğimiz F-35 ve KAAN’ın motorları var. ABD Kongresi’nde bekletiliyor ve lisansları durmuş durumda. Onların lisanslarının hayata geçirilmesi ve motorların gelmesi lazım ki KAAN’ların üretimi başlayabilsin. Bizim ABD ile olan ilişkimizde sınırlamaların olması, bizi ister istemez uluslararası sistemde daha farklı arayışların içerisine itecek.”
Bu açıklamanın ardından iktidara yakın gazeteci Cem Küçük, TGRT ekranlarında yaptığı değerlendirmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 45 KAAN için yapılan 90 motorluk anlaşmadan haberdar olmadığını öne sürmüştü.
Küçük, “Ama TSK envanterine girecek 45 uçak için 90 motor anlaşması yapıldı. Biz bu anlaşmayı yapmışız. Hakan Bey’in bahsettiği bu. Yani bu bize verilmiyor, diyor. Endonezya’ya gidecek olan 48 KAAN, bizim motorlarımızla... Yerli motor üretimi 2028-2030 diyen var... Sıkıntı ne? Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu bilginin başta verilmemesi. Panik havası bundan hâkim,” ifadelerini kullanmıştı.
Bu gelişmeler sonrası Cumhurbaşkanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından iddialara ilişkin yalanlamalar yapılmıştı.
“Dezenformasyonu önemsemiyorum ama emeğe saygı duyulmalı”
Bakan Fidan, KAAN konusundaki tartışmaların ardından gelen spekülasyonlara da değindi:
“Dezenformasyon niye yapılır, artık bu temel propaganda kitaplarına yer alan bir husus. Aslında manipülasyon, kara propaganda ve özellikle Türkiye’deki siyasi mücadelenin bir ayağı olarak fitne hep var olan bir konu. Bu propagandayı önemsemiyorum ama bir konunun altını çizmek istiyorum… Savunma sanayimizde yerlileşmede payı olan aktörleri yok sayan bir tartışma çıktı.”
Fidan, ASELSAN, TAI, Baykar, BMC ve diğer savunma sanayi kuruluşlarında çalışan binlerce mühendisin emeğini hatırlatarak, “Yüzde 20’lerden yüzde 80’e gelmiş bir millileşme oranı var. Ben bazılarının yerlilik çabalarını eleştiriyor olmalarını anlamıyorum,” dedi.
“İki yıldır çalışıyoruz; Kanada, Norveç ve Belçika’yı kaldırdık”
Dışişleri Bakanı, Türkiye’ye uygulanan örtülü yaptırımlarla ilgili yürütülen diplomatik girişimlerin detaylarını da paylaştı:
“Arkadaşlarımıza açık ve örtülü hangi engellemeler var diye sordum. Yerlileştirme devam ederken cari olarak kullanılması gereken hususların da kaldırılması gerekiyor. 2 yıldır çalışıyoruz; Kanada’yı, Norveç’i, Belçika’yı kaldırdık. Amerika’dakilerin bir kısmı kalktı, bir kısmı duruyor.”
“Filistin meselesini ciddiyetle takip ediyoruz”
Programda gündemin bir diğer önemli başlığı da Orta Doğu’daki gelişmeler oldu. Fidan, Filistin meselesinde Türkiye’nin tutumunu şu sözlerle özetledi:
“Filistin meselesini ciddiye alan, ciddiyetle takip eden bir hükümetiz. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki hassasiyeti en üst düzeyde. Kamuoyumuzun vicdani hassasiyetini dış politikaya en iyi şekilde yansıtmamız gerekiyor.”
“Bölgesel istikrar paktına ihtiyacımız var”
Fidan ayrıca, bölgesel güvenlik yapılarının güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti:
“Bölgesel bir istikrar paktına, platformuna, anlaşmasına, konvansiyonuna ihtiyacımız var. Bunun birinci amacı caydırıcılık değil, ikinci amacı caydırıcılık. Birinci amacı bölge ülkelerinin birbirine güvenini mutlak hale getirmek.”
“Amerika’nın barış yapıcı pozisyonu dikkat çekici”
Bakan Fidan, ABD’nin İsrail politikalarındaki değişime de değinerek şunları söyledi:
“Amerika’nın İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen pozisyondan, bir barış yapıcı pozisyona evriliyor olması altı çizilmesi gereken bir nokta. Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle İslam dünyasının koordinasyonu bu süreçte belirleyici oldu.”