Başkasının emeğini, fikrini veya eserini izinsiz ve kaynak göstermeden sahiplenmek anlamına gelen intihal, günümüz bilgi çağının en yaygın etik sorunlarından biri. Akademik çalışmalardan blog yazılarına, sosyal medya içeriklerinden haberlere kadar her alanda karşımıza çıkabilen bu "fikir hırsızlığı", kişileri ve kurumları ciddi sonuçlarla karşı karşıya bırakıyor. Peki, intihalin tam olarak tanımı nedir, türleri nelerdir ve bundan kaçınmak için hangi yöntemler kullanılmalıdır?

İntihal sadece kopyala-yapıştır değil: 4 yaygın intihal türü

İntihal, sanıldığı gibi sadece bir metni olduğu gibi kopyalamak değildir. Farklı şekillerde ortaya çıkabilir:

  1. Doğrudan intihal: Başkasına ait bir çalışmanın kelimesi kelimesine, tırnak işareti veya kaynak göstermeden kopyalanıp yapıştırılmasıdır. En ağır ve tespiti en kolay türdür.
  2. Kaynak göstermeksizin yeniden ifade etme (Paraphrase intihali): Bir kaynağın ana fikrini veya cümle yapısını alıp, sadece birkaç kelimesini değiştirerek, kaynak göstermeden kendi yazınmış gibi sunmaktır. Bu, en sık yapılan ve çoğu zaman farkında olunmayan intihal türüdür.
  3. Kendinden intihal (Self-Plagiarism): Kişinin kendi daha önce yayımlanmış eserini, yeni bir çalışma gibi ve kaynak belirtmeden tekrar sunmasıdır. Bu da akademik ve profesyonel dünyada kabul edilemez.
  4. Görsel/işitsel intihal: Fotoğraf, video, müzik, grafik ve çizim gibi eserlerin izin alınmadan veya kaynak gösterilmeden kullanılmasıdır. Dijital çağda bu tür oldukça yaygındır.

İntihal Nedir

İntihalin bedeli ağır

Sonuçları ise oldukça ciddidir. Akademik dünyada intihal, düşük nottan tez iptaline, okuldan uzaklaştırmadan disiplin soruşturmalarına kadar uzanan yaptırımlara yol açabilir. Profesyonel yaşamda ise itibar kaybı, hukuki davalar ve telif hakkı ihlallerine sebep olabilir. Ancak intihalin en önemli etkisi, etik açıdan ortaya çıkar. Fikir hırsızlığı, toplumda adaletsizliğe ve güven kaybına neden olur; bireylerin özgün çalışmalarının değeri azalır ve yaratıcılık teşvik edilmez.

Yakın zamanda bir intihal davası görülmüştü

Bu bağlamda son yıllarda edebiyat dünyasında dikkat çeken bir örnek, tanınmış yazar Elif Şafak ile gazeteci ve yazar Mine G. Kırıkkanat arasında yaşanan tartışma oldu. Kırıkkanat, Şafak’ın 2002 yılında yayımlanan Bit Palas adlı romanının kendi 1990’da yayımlanmış eseri Sinek Sarayı’ndan intihal içerdiği iddiasıyla 2021’de hukuki süreç başlattı. Bu iddia, yalnızca sosyal medya spekülasyonu değil, İstanbul’daki Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nde yürütülen bir dava sürecine dönüştü.

Mahkeme, bilirkişi raporlarına dayanarak Bit Palas’ın Sinek Sarayı’ndan olay örgüsü, karakterler ve kurgu açısından yararlandığını, bu yararlanmanın “esinlenmenin ötesine geçtiğini” belirtti ve davacı Kırıkkanat lehine maddi ve manevi tazminat kararı verdi. Bu karar istinaf aşamasında da onandı ve hukuki süreç belirli ölçüde kesinleşti.