İsrail'in Filistin politikaları, Meclis'te ve sahadaki tartışmalı uygulamalarla bir kez daha gündemde. Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, idam yasası tasarısına dikkat çekmek için sembolik bir eyleme imza atarken, İsrail polisi Birleşmiş Milletler tesisine yönelik bir operasyonla uluslararası hukuku hiçe saydı. Yaşananlar, bölgedeki gerilimin diplomasi yerine sembolik provokasyonlarla tırmandırıldığını gözler önüne serdi.
İdam "ısrarının" sembolü: Yağlı urgan rozeti
İsrail Meclisi'nde, "milliyetçi saiklerle" bir İsrailli'yi öldüren Filistinlilere idam cezası getirmeyi öngören tartışmalı yasa tasarısı görüşülürken, Bakan Ben-Gvir ve partisinden milletvekilleri oturuma sarı "yağlı urgan" rozetiyle katıldı. Ben-Gvir, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, bu rozetin idam yasasının çıkarılması konusundaki ısrarının bir göstergesi olduğunu iddia etti. Tasarı, yasalaşsa dahi, aynı eylemi yapan İsrailli vatandaşlar için idam cezası öngörmüyor.
UNRWA merkezine baskın: BM bayrağı indirildi, İsrail bayrağı çekildi
Siyasi arenadaki bu provokasyona paralel olarak, İsrail polisi işgal altındaki Doğu Kudüs'teki Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) merkezine baskın düzenledi. Baskının ardından binadaki BM bayrağının indirilerek yerine İsrail bayrağının çekildiği görüntüler kaydedildi. UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini yaptığı açıklamada, bu eylemin İsrail'in uluslararası yükümlülüklerini açıkça hiçe saydığını belirterek sert tepki gösterdi ve bunun tehlikeli bir emsal oluşturduğunu vurguladı.
Ben-Gvir'in tartışmalı geçmişi ve idam kampanyası
Aşırı sağcı Yahudi Gücü Partisi'nin lideri olan Itamar Ben-Gvir, siyasi kariyerine yasaklı bir Yahudi üstünlükçü örgütün üyesi olarak başlamış ve Filistinlilere saldıran grupların avukatlığını yapmış tartışmalı bir isim. Filistinlilere yönelik şiddeti savunan açıklamalarıyla bilinen Ben-Gvir, uzun süredir Filistinli tutuklular için idam cezası getirilmesi için kampanya yürütüyor. İsrail hapishanelerinde, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 10 binden fazla Filistinlinin tutulduğu ve kötü muameleye maruz kaldığı insan hakları örgütleri tarafından rapor ediliyor.
