ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Başkan Donald Trump’ın barış planı kapsamında kurulması öngörülen uluslararası Gazze güvenlik gücü için birçok ülkenin katılmaya istekli olduğunu açıkladı. Rubio, bu yapının oluşumunda İsrail’in onayının belirleyici olacağını vurguladı.
Rubio, Gazze’de oluşturulacak uluslararası güçle ilgili olarak, “Bu gücün İsrail’in kendini güvenli hissettiği ülkelerden oluşması gerekiyor” dedi. Açıklama, Türkiye’nin olası katılımına dair tartışmaların gündemde olduğu bir dönemde geldi. İsrail basını ise Ankara’nın göreve dahil edilmesine şiddetle karşı çıktığını öne sürüyor.
Cumhuriyet Gazetesi’nden M. Birol Güger’in özel haberine göre; Gazze’nin gelecekteki yönetiminin İsrail ve uluslararası aktörler arasında müzakere edilmesi gerektiğini, Hamas’ın bu yapıda yer alamayacağını ve tamamen silahsızlandırılacağını belirtti. Filistin Yönetimi’nin rolü ise henüz netleşmiş değil. Rubio, İsrail’e yaptığı ziyarette Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) kurulmasına dair görüşmelerin sürdüğünü ve gücün “mümkün olan en kısa sürede devreye gireceğini” ifade etti. Ancak Hamas ile bir uzlaşma olmadan böyle bir gücün konuşlandırılmasının belirsizliğini koruduğunu da sözlerine ekledi.
Washington’dan Netanyahu’ya Baskı
Son günlerde Washington ile Tel Aviv arasındaki gerginliğin arttığı bildiriliyor. Haaretz gazetesi, ABD’li yetkililerin İsrail’den “ateşkesi tehlikeye atabilecek sürpriz adımlardan kaçınmasını” istediğini yazdı. Ayrıca, olası yeni Gazze operasyonlarında ABD’ye önceden bilgi verilmesi talep edildi. Haberde, “ABD’nin bazı güvenlik yetkilerini fiilen İsrail’den devraldığı” ifadesine yer verildi. Netanyahu ise bu iddiaları reddederek, “ABD ile ilişkimiz bir ortaklıktır, emir-komuta ilişkisi değildir” dedi.
İsrail Basını: “Türk Askeri Kırmızı Çizgi”
Medya kaynaklarına göre, Washington’un Gazze’de kurmayı planladığı uluslararası güvenlik gücü bölgede daha çok denetim amaçlı bir görüntü veriyor. İsrail’in, Türkiye’nin katılımına karşı tavrı, Ankara’nın bölgesel etkisini sınırlamayı hedefleyen bir strateji olarak yorumlanıyor. İsrail basını, Türk askerlerinin Gazze’ye girişini “kırmızı çizgi” olarak nitelendirirken, bu tutum Türkiye’nin şirketlerinin yeniden inşa çalışmalarına katılımını da kapsıyor.
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Türkiye’nin yapıcı bir rol oynayabileceğini söylese de Netanyahu’nun sert tutumu, Washington’un Ankara’ya yaklaşımıyla çelişiyor. Trump yönetiminin Gazze planı, İsrail’in güvenliğini öncelikli hedef olarak belirleyen bir bölgesel mimariyi hayata geçirmeyi amaçlıyor. Türkiye’nin bu plan içindeki konumu ise belirsizliklerle dolu.
Tel Aviv yönetimi, Türkiye’nin Filistin meselesindeki görünürlüğünü siyasi baskı olarak değerlendirirken; Ankara, İsrail’in askeri operasyonlarını uluslararası hukuk ihlali olarak tanımlıyor ve cezalandırılmasını talep ediyor. Bu tablo, Türkiye’nin Gazze güvenlik gücünden dışlanması halinde bölgesel etkisinin sınırlandırılacağını, Mısır ve diğer Arap ülkelerinin ise sahnede daha aktif olabilmek için yoğun çaba göstereceğini ortaya koyuyor.






