Tazminat sürecini Sözcü TV’ye anlatan Şükriye Aci, süreç boyunca ailesi tarafından dışlandığını ifade etti. Aci, “Eşimin vefatından sonra altı ay boyunca hiçbir şekilde hukuki anlamda bilgilendirme almadım. Hepsi kayınpederin yönetimindeydi. Ne derlerse onu yaptım” dedi.

“Oğlumun hakkını yedirmem”

6 ay boyunca kendisine bilgi verilmediğini vurgulayan Aci, görüşme sürecini şu ifadelerle aktardı:

“6 ayın sonunda avukatlar tarafından çağırıldım. Hacı Bey bana dedi ki, 'Biz görüşme yaptık, bize belli bir para teklif edildi. 50-55 milyon kadar. Fevri davranma, oğlunu düşün.' O güne kadar benimle herhangi bir konuşması olmamıştı. Sonra öğrendim ki para paylaşımı aile içinde yapılmış. Ben ve oğlum dışında herkese pay biçilmiş. Hacı Bey’e, 'Ben oğlumun hakkını yedirmem' dedim.”

“Annemin evi beş dakikalıktı, kimse gelmedi”

Aci, süreçte yalnız bırakıldığını belirterek şunları söyledi:

“Gazetecilere ben oğlumu alıp gitmişim vs diyorlar. Ben ihtiyacım olduğu için anneme gittim. Oğlumun hakkını yemelerine izin vermeyeceğim dedim. Bir avukat tuttum. Dosyaya bir baktık ki tek bir dilekçe sunulmuş. Hacı Bey hiçbir şey yapmamış.”

“Düne kadar tazminata yanaşmamıştım”

“Aylardır süren hukuki sürecimde karşı taraf uzlaşmak istediğini iletti. Düne kadar yanaşmamıştım. Eşimden kalan arabayı benden habersiz sattılar. Hayat sigortası parasını benden borç diye aldılar. Avukatımı azletmem karşılığında parayı geri verdiler. Arabamı kendim aldım. Hayat sigortası parasına birikim ekleyip ev aldım.”

“Zaten alacağım parayı şimdi tahsil ettim”

“Ben ekonomik sıkıntıdan değil, bu süreci psikolojik olarak kaldıramayacağım için tazminatı kabul ettim. Zaten ileride alacağım parayı şimdi tahsil etmiş oldum. Hiç kimseyi affetmiş değilim. Bu yaşananların hiçbir maddi karşılığı olamaz.”

“Çocuğumu görüştürmeyeceğim”

“Kimse bu acıyı manevi olarak hafifletemez. Maddi ve manevi tazminat talebimden feragat ettim ama davayı dışarıdan takip edeceğim. Çocuğumu da o aileyle görüştürmeyeceğim. Çünkü çocuğumun hakkını çalanlar onu görmeyi hak etmiyor.”