29 Ekim 1923’te Türkiye, Cumhuriyet’in ilan edildiği tarihi bir güne tanıklık etti. Anadolu Ajansı’nın kayıtlarına göre, Meclis saat 18.00’de İsmet İnönü başkanlığında toplandı. Gündemde, ülkenin yönetim şeklinin “Cumhuriyet” olarak ilan edilmesini öngören anayasa değişikliği teklifi vardı.
Yunus Nadi Bey, kürsüye çıkarak Mondros Mütarekesi’ne kadar yaşanan olayları hatırlattı ve Cumhuriyetin ilanının önemini vurguladı. Ardından Vasıf Bey, Cumhuriyetin değerlerini anlattı. Eyüp Sabri Hocaefendi ise gecikmeden cumhurbaşkanının seçiminin yapılmasını önerdi.
Tüm konuşmaların ardından teklif, saat 20.30’da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla kabul edildi. Cumhuriyetin ilanı “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri ve alkışlarla karşılandı.
Atatürk’ten Tarihi Konuşma
Cumhuriyet’in ilanının hemen ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kürsüye çıkan Mustafa Kemal Atatürk, genç Cumhuriyet’in ilk Cumhurbaşkanı olarak tarihi bir konuşma yaptı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk kürsüye çıkarak şunları söyledi:
“Efendiler...”
“Efendiler; asırlardan beri Doğu’da haksızlığa ve zulme uğramış olan milletimiz, Türk milleti, gerçekte soydan sahip bulunduğu yüksek kabiliyetlerden yoksun zannediliyordu. Son yıllarda milletimizin fiili olarak gösterdiği kabiliyet, istidat ve kavrayış kendi hakkında kötü düşünenlerin ne kadar gafil ve ne kadar gerçeği görmekten uzak, görünüşe aldanan insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükümetin yeni adıyla medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.”
“Hep Birlikte İleri Gideceğiz”
“Arkadaşlar; bu yüksek rejimi yaratan Türk milletinin son dört yıl içinde kazandığı zafer, bundan sonra da birkaç misli olmak üzere kendini gösterecektir. Bendeniz, kazandığım bu güven ve itimada layık olmak için pek önemli gördüğüm bir noktadaki ihtiyacı arz etmek mecburiyetindeyim. O ihtiyaç, yüce heyetinizin şahsıma karşı gösterdiği sevgi, güven ve desteğin devamıdır. Ancak bu sayede ve Tanrı’nın yardımıyla, bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri en iyi şekilde yapabileceğimi ümit ediyorum. Daima sayın arkadaşlarımın ellerine çok samimi ve sıkı bir şekilde yapışarak kendimi onların şahıslarından bir an bile uzak görmeyerek çalışacağım. Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.”





