1989 yılında Türkiye’de resmi nikahla evlenen ve Almanya’ya yerleşerek üç çocuk sahibi olan E.D. ve H.D. çiftinin boşanma davası, evlilik defterindeki imzanın sahte çıkması nedeniyle yerel mahkeme tarafından ‘evliliğin yok hükmünde’ sayılmasıyla sonuçlanmıştı. Bu karar, yıllar süren fiili evlilik ve çocuklar dikkate alınmadan verildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne taşındı.
Yerel mahkeme evliliği yok hükmünde saydı
Türkiye’deki yerel mahkeme, evlilik belgesindeki imzanın E.D.’ye ait olmadığını tespit etti ve evliliğin kurucu unsurunun eksik olduğu gerekçesiyle evliliği baştan yok saydı. Kararın ardından H.D., hak ihlali iddiasıyla AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.
AYM aile hayatına saygı hakkını ihlal olarak değerlendirdi
Anayasa Mahkemesi, başvuruyu inceleyerek evlilik sonrası Almanya’ya yerleşen ve üç çocuk sahibi çiftin yıllar süren evliliğinin, yerel mahkeme tarafından göz ardı edilmesinin aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğine hükmetti. AYM, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar verdi.
Pozitif yükümlülükler ve somut deliller vurgulandı
Gerekçeli kararda, devletin aile hayatına saygıyı koruma kapsamında pozitif yükümlülükleri hatırlatıldı. Nikah sırasında hazır bulunan tanıklar, düğün davetiyesi ve fotoğraflar gibi delillerin değerlendirilmemesi eleştirildi. Ayrıca, çiftin evlilikten sonra Almanya’da üç çocuk sahibi olmaları ve vergi muafiyetlerinden faydalanmaları göz ardı edildi.
Hukukta yeni emsal
Karar, evlilik belgelerindeki teknik eksiklikler nedeniyle fiili evliliğin ve aile hayatının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, evlilik hukukunda emsal niteliği taşıyor.





