Modern fizik kurallarına göre hareket halindeki her cisim, bir dış kuvvet tarafından durdurulmadığı sürece momentumunu korumak ister. Bizler fark etmesek de ekvator çizgisinde saatte yaklaşık 1670 kilometre hızla dönen bir gezegenin üzerindeyiz. Bilim insanları, bu devasa ivmenin aniden kesilmesi durumunda oluşacak kinetik enerjinin, gezegen çapında bir nükleer patlama etkisi yaratacağını öngörüyor.
İşte o "1 saniyelik molanın" bilimsel anatomisi...
Süper-sonik savrulma ve atmosferik şok
Yerküre durduğu anda üzerindeki atmosfer, okyanuslar ve sabitlenmemiş tüm nesneler dönmeye devam eder. Bu durum, saniyede yaklaşık 465 metrelik bir hızla her şeyin doğuya doğru fırlatılması anlamına gelir.
İnsanlar, araçlar ve yapılar birer tüfek mermisi hızıyla savrulurken; atmosfer, saatte 1600 kilometreyi aşan rüzgarlarla yeryüzündeki tüm bitki örtüsünü, binaları ve toprağın üst tabakasını kelimenin tam anlamıyla söküp atar.
Sadece hava tabakası değil, devasa su kütleleri de bu ani duruştan payını alır. Okyanuslar, sahip oldukları muazzam momentumla kıyı şeritlerini saniyeler içinde haritadan silecek mega tsunamilere dönüşür. Deniz suyu, karaların iç kısımlarına öyle bir basınçla girer ki yeryüzü şekilleri ve kıta sınırları tanınmaz hale gelir.
Sürtünmeden doğan ateş fırtınası
Duran dünya ile dönmeye devam eden atmosfer arasındaki devasa sürtünme, atmosferin üst tabakalarında inanılmaz bir ısı açığa çıkarır.
Bu durum, dünya genelinde büyük yangınlara ve atmosferik patlamalara yol açabilir. Ses hızı duvarının her noktada aynı anda aşılmasıyla oluşan sonik patlamalar, biyolojik yaşamın geri dönülemez şekilde zarar görmesine neden olur. Kısacası, evrenin bu sessiz dönüşü, aslında bizi hayatta tutan en büyük fiziksel mucizedir.