Küresel piyasaların gözü kulağı Wall Street’ten gelecek sinyallerdeydi ve beklenen rapor nihayet masaya kondu. ABD’li yatırım bankacılığı devi Morgan Stanley, S&P 500 endeksi için 2026 projeksiyonunu açıkladı. Bankanın stratejistlerine göre, Amerikan ekonomisindeki şaşırtıcı direnç ve şirket kârlarındaki istikrar, hisse senetlerindeki yükseliş trendini 2026’da da desteklemeye devam edecek.
Ancak raporun satır aralarında yatırımcıları bekleyen önemli bir "hız uyarısı" var. Analistler, geride bıraktığımız yıllardaki o baş döndürücü rallilerin yerini, daha temkinli ve yavaş bir yükselişe bırakacağını öngörüyor.
Hedef 7.500: %10'luk potansiyel
Morgan Stanley Küresel Yatırım Komitesi, S&P 500 endeksinin 2026 yılında yaklaşık %10 değer kazanarak 7.500 puana ulaşmasını bekliyor. Bu rakam, boğa piyasasının beşinci yılına giren bir endeks için hala sağlıklı bir getiri anlamına gelse de, "kolay para" döneminin kapandığının da resmi ilanı niteliğinde. Özellikle 2025 yılında endeksin %16’lık bir performansla rekorlar kırması, gelecek yılki beklentileri bir miktar törpülemiş durumda.
Nisan şoku atlatıldı, gözler Fed'de
Raporda dikkat çeken bir diğer detay ise geçtiğimiz Nisan ayında piyasaları sarsan "Kurtuluş Günü" tarife şokunun etkilerinin silinmiş olması. Yatırımcıların o dönemdeki panik havasından sıyrıldığını belirten banka, risklerin artık fiyatlandığını savunuyor.
2026 denkleminin en önemli değişkeni ise şüphesiz Amerikan Merkez Bankası (Fed). Morgan Stanley, şu an %3,5-3,75 aralığında olan politika faizinin %3 seviyesine çekileceğini öngörüyor. Bu gevşeme, yapay zeka yatırımlarıyla birleşince şirket bilançolarına can suyu olabilir.
Riskler masada: Seçici olma zamanı
Her ne kadar resesyon ihtimali düşük görülse de, gökyüzü tamamen bulutsuz değil. Artan sağlık sigortası primleri, gümrük tarifeleri ve seçim öncesi dağıtılan teşviklerin yaratacağı enflasyonist baskı, şirketlerin kâr marjlarını tehdit edebilir. Banka, bu yüzden yatırımcılara "endeksi alıp kenara çekilmek" yerine, hisse seçiminde "cerrah titizliğiyle" hareket etmeleri gerektiğini, çeşitlendirilmiş ve risk yönetimi odaklı portföylerin 2026'nın kazananı olacağını öğütlüyor.