Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım 2025 enflasyonunu yıllık %31,07 olarak açıkladı. Kağıt üzerinde "artış hızı yavaşlamış" gibi görünse de, açıklanan bu veriler vatandaşın cebi için kritik uyarılar barındırıyor. Rakamların perde arkasında, geçim derdinin şekil değiştirdiğini gösteren üç kritik detay var.
İşte TÜİK verilerinin vatandaşın hayatına doğrudan tercümesi:
1. Kiracı ve ev sahibi için "yasal" sınır: %35,91
TÜİK verilerinin en somut etkisi kira kontratlarında hissedilecek. Açıklanan %35,91'lik on iki aylık ortalama, iş yeri kiraları için yasal zam tavanını oluşturuyor. Konut kiralarında %25 sınırı kalktığından beri ev sahipleri için de en önemli referans noktası bu oran. Yani kontratı bu ay yenilenecek bir esnaf veya kiracı, kirasında en az üçte birlik bir artışla yüzleşmek zorunda. Barınma grubundaki yıllık artışın %49,92 olması ise piyasadaki reel artışların bu oranın çok üzerinde gezindiğinin ispatı.
2. Mutfakta yalancı bahar'a aldanmayın
Kasım ayında gıda fiyatlarının aylık bazda %0,69 düştüğü görüldü. Bu durum manşet enflasyonu aşağı çekse de vatandaşın "Market ucuzladı" hissine kapılması zor. Çünkü bu düşüş mevsimsel etkilerden kaynaklanıyor. Gıdada yıllık artış hala %27,44 seviyesinde. Yani geçen yıl 100 liraya dolan file, bugün "ucuzlamış" haliyle bile 127 liraya doluyor. Mutfaktaki yangın sönmedi, sadece bir aylığına harlamayı kesti.
3. Asıl tehlike "çekirdek'te" gizli
Ekonomistlerin "yapışkan enflasyon" dediği tehlike, TÜİK'in B Endeksi (Özel Kapsamlı TÜFE) verisinde gizli. İşlenmemiş gıda ve enerji gibi geçici etkiler çıkarıldığında, enflasyonun aslında aylık %1,27 arttığı görülüyor.
Bu ne anlama geliyor? Manşet enflasyon %0,87 iken, temel malların fiyatı %1,27 artıyorsa; giyimden elektroniğe, hizmetten eğlenceye kadar "kalıcı" fiyat artışları devam ediyor demektir. Vatandaş, gıda dışındaki harcamalarında zammı daha sert hissetmeye devam edecek. Enflasyonun ana trendi hala yukarıyı gösteriyor ve hayat pahalılığı "hız keserek" de olsa artmayı sürdürüyor.





