Bir mesaj geliyor. Saat geç. Bildirim sesi tanıdık ama ne ifade ettiğinden emin değilsin. Gün içinde pek yoksunuz, geceleri ise bir şekilde hep varsınız. Birlikte gülmüşlüğünüz, paylaşılan anlar vardır ama konu “biz”e geldiğinde cümleler yarım kalıyor.

Modern flört kültürü, netlikten çok ihtimallerle besleniyor. İnsanlar artık duygularını yaşamak istiyor ama sorumluluk almaktan kaçıyor; yakın olmak istiyor ama bağlanmaktan çekiniyor. İşte situationship tam da bu gri alanda doğuyor.

Situationship “Biz Neyiz” Sorusunun Yeni Adı (3)

Situationship nedir?

Kelime basitçe “durum” ve “ilişki”nin birleşiminden doğuyor ama anlamı hiç de basit değil. Ne tam bir ilişki, ne de sadece arkadaşlık. Bazen birlikte vakit geçiriyorsunuz, bazen mesajlaşıyorsunuz, bazen de romantik bir şeyler var gibi… ama asla adı konmuyor.

Bu bir friends with benefits düzeni de olabilir, adı konmamış bir flört de. Hatta sadece geceleri yazılan mesajlardan ibaret, potansiyeli olan ama bir türlü ilerlemeyen bir bağ bile olabilir. Net olan tek şey: Belirsizlik.

Kısacası, iki kişinin de “bir şey var ama tam olarak ne?” sorusundan kaçtığı her bağ, bir situationship adayı.

Situationship “Biz Neyiz” Sorusunun Yeni Adı

Popüler kültürden situationship örnekleri

Aslında buna verebileceğimiz en iyi örnek Sex and the City Carrie ve Mr. Big olabilir. Yıllarca süren belirsizlik, netlikten kaçış ve “şimdi değil” halleriyle situationship’in adeta sözlük karşılığı. Big hiçbir zaman tam olarak “ilişki”yi kabul etmezken Carrie hep arada kalır, aslında tam da bu yüzden hep ona döner…

Biraz daha günümüze gelirsek; Normal People’dan Connell ve Marianne, situationship’in en çıplak ve en gerçekçi örneklerinden biri. Aralarında güçlü bir bağ, derin bir yakınlık ve inkâr edilemeyecek bir çekim vardır ama bu ilişki hiçbir zaman net bir tanı kazanmaz.

Konuşulmayan duygular, yanlış anlaşılan beklentiler ve zamanlama problemleri, onları sürekli birbirlerine yaklaştırıp sonra tekrar uzaklaştırır. İlişki vardır ama adı yoktur; tam da bu belirsizlik, bağın hem bu kadar yoğun hem de bu kadar yıpratıcı olmasının nedenidir.

Situationship “Biz Neyiz” Sorusunun Yeni Adı (1)

Situationship her zaman kötü mü?

Aslında hayır. Herkes ilişkilere etiket koymak zorunda değil. Eğer hayatınızda daha ciddi bir şeye yer yoksa ve bu belirsizlik size iyi geliyorsa, ortada çözülmesi gereken bir problem de olmayabilir.

Ama eğer belirsizlik sizi huzursuz ediyorsa, sürekli “acaba”larla yaşıyorsanız ve netlik ihtiyacı sizi yiyip bitiriyorsa, situationship size göre olmayabilir. Hisler çok hızlı değişir; bazen siz fark etmeden bile. Bu yüzden ne istediğinizi ara ara kendinize sormak, sandığınızdan çok daha önemli.

Situationship “Biz Neyiz” Sorusunun Yeni Adı (2)

Bir situationship gerçek bir ilişkiye dönüşebilir mi?

Bunun sihirli bir formülü yok; çünkü sürecin büyük bölümü sizin kontrolünüzde değil. Karşınızdaki kişinin netleşmeye hazır olup olmadığı ya da aynı şeyleri isteyip istemediği, zorlayarak değiştirilebilecek durumlar değil.

Ancak kontrol edebileceğiniz tek bir şey var: Ne istediğinizi dürüstçe ifade etmek. Böyle bir konuşma başlatırken süslü cümlelere de gerek yok.

Net, sakin ve kendinize sadık bir ifade çoğu zaman yeterlidir:

“Seninle vakit geçirmekten keyif alıyorum ama bu belirsizlik beni zorluyor. Yaşadıklarımızı ve ikimizin de beklentilerini konuşmaya açık mısın?”

Bazen bu konuşma bir ilişkiye kapı aralar, bazen de aslında ortada hiç var olmamış bir şey olduğunu fark etmenizi sağlar. Ama her iki durumda da kazanan siz olursunuz.